10. Hukuk Dairesi 2021/5803 E. , 2021/11400 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2015/462-2020/390
Davalılar : 1- ... adına Av. ...
2- ...
Temsilci : ...
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15/12/1998-25/05/2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan) bozma ilamına uyarak hükümde belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
6100 sayılı HMK m. 119/1-e gereğince davacının, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerini bildirmek, m. 194 gereğince de taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükümlülüğü vardır. Tarafların, dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri zorunludur.
Bir davada haklı çıkabilmek için soyut veya genel hatlarıyla bir iddiayı ortaya koymak yeterli değildir. Aynı zamanda bu iddiaların, ispata elverişli hale getirilerek zaman, mekân ve içerik olarak somutlaştırılması gerekir. En azından iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların sunulması gerekir. İddia somutlaştırıldıktan sonra hâkim ve karşı taraf, bunun üzerinden savunma ve yargılama yapabilecektir. Soyut iddialar ve vakıalar üzerinden değerlendirme yapılması mümkün değildir.
Somutlaştırma yükü, genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası ve layihalar teatisi aşamasındaki tezahür şeklidir. Somutlaştırma yükü, basit yargılama ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda da geçerlidir.
HMK m. 31 gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, m. 31 ve 119/1-e gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Eldeki dosya kapsamında; davacıya ait hizmet cetvelinde ihtilaf konusu dönem içerisinde 01.03.2001-11.06.2001 tarihleri arasında 1062670.34 sicil numaralı dava dışı (...) işyerinde, 15.06.2001-10.10.2001 tarihleri arasında 1064270.34 sicil numaralı işyerinde, 11.10.2001-07.02.2002 tarihleri arasında 1066024.34 sicil numaralı dava dışı (...) işyerinde, 02.05.2002-12.09.2002 tarihleri arasında 1069659.34 sicil numaralı dava dışı (...) işyerinde, 03.07.2007-19.07.2007 tarihleri arasında 1079543.34 sicil numaralı dava dışı (Mahmut Kılıç ), 26.05.2008-31.03.2009 tarihleri arasında ise 306 gün 1105261.34 sicil numaralı davalı (İstinye Spor Kulübü Derneği) işyerinde geçen çalışmalarının davalı Kuruma bildirildiği, bunlardan 1062670, 1066024, 1069659 sicil sayılı işyerlerinin davalı Kulübün yönetim kurulu üyesi olan dava dışı ...’a ait olduğu, Adli Tıp Uzmanı tarafından düzenlenen 14.05.2012 havale tarihli bilirkişi raporu ile “ 01.03.2001 tarih ve 116733 sayı ile kayıtlı, 14.06.2001 tarih ve 288564 sayı ile kayıtlı, 10.10.2001 tarih ve 499367 sayı ile kayıtlı ve 01.05.2001 tarih ve 17185 sayı ile kayıtlı sigortalı işe giriş bildirgelerindeki imzaların, davacı ..."in eli ürünü olmadığı, belgelerdeki yazılar ile davacıya ait mukayese yazı örnekleri arasında da grafolojik bağ kurulamadığı kanaatine varıldığının” belirtildiği, Valilik yazı cevabı ile “davalı Derneğin 29.05.1981 tarihinde, 34-031/151 kütük numarası üzerinden kuruluşunun yapılarak tüzel kişilik kazandığı, söz konusu Derneğe ait Sarıyer İlçesi İstinye Mah. Emirgan Cad. No: 157 adresinde olmak üzere izinli dernek lokalinin bulunduğu” hususları Mahkemeye bildirilerek denetim formları, genel kurul sonuç bildirimleri, lokal sorumlusuna ait belge örneklerinin yazı ekinde sunulduğu, davalı derneğin yönetim kurulunca alınan 11.11.1997 tarih ve 58 numaralı kararın dosyaya ibraz edildiği, bu kararda kulübün bir kısmının lokal olarak açılmasına, lokal ruhsatı alınmasına ve davacının lokal müdürlüğü yapmasına karar verildiği, 15.12.1998 tarihinde Kaymakamlık tarafından davacıya davalı ... Kulübü Derneğinin lokalinin işletilmesi için izin belgesi verildiği, derneğin 30.03.1999 tarihli ve 72 sayılı kararında davacının dernek üyeliğine kabul edildiği, 25.06.1999 tarih ve 77 sayılı kararda lokalin sorumlu müdürlüğüne dava dışı ..." ın getirilmesine karar verildiği, 14.06.2005 tarihli ve 150 sayılı kararda dernek lokaline müdür olarak dava dışı ..." ın getirilmesine karar verildiği, yeniden 30.04.2008 tarihinde davacının lokal müdürlüğü yapmasına karar verildiği, 30.04.2009 tarih ve 203 sayılı kararda davacının istifası ile boşalan Dernek Lokali Mesul Müdürlüğüne dava dışı ...’nun getirilmesine karar verildiği, eldeki davanın ise 08/07/2009 tarihinde açıldığı anlaşılmakla davacının dava dışı ... işyerinde geçen çalışmalarının gerçek ve eylemli bir çalışma olmayıp talep konusu sürelerde davalı ... nezdinde çalıştığını beyan etmesi karşısında, eldeki davanın dava dışı ... ünvanlı işyerinin de hak alanını ilgilendirdiği ve onun yönünden bir takım sorumluluk ve yükümlülükler doğurabileceği belirgin bulunmakla, somut uyuşmazlıkla ilgili dava dışı ... ünvanlı işyerine de husumet yöneltilmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan; dava dışı ... ünvanlı işyerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124"üncü maddesi de nazara alınarak yasal ve yöntemine uygun bir biçimde davaya katılımı sağlanmalıdır. Bununla birlikte ihtilaf konusu dönemde geçtiği iddia olunan fiili çalışmanın varlığının her türlü şüpheden uzak bir biçimde belirlenmeden sonuca gidildiği ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklandığı şekilde dava dışı ... nezdinde geçen çalışmaların gerçek ve fiili bir çalışma olmadığı iddiası karşısında bu işyerinde geçen hizmetlerini iptal etmek isteyip istemediği davacıdan sorulmalı, davacının dava dışı işyerince bildirilmiş hizmetin iptalini istemesi halinde adı geçen işyeri sahibine karşı husumet yöneltmesi için davacıya mehil verilmeli, davaya katılımı sağlanan işyeri sahibinin göstereceği bütün deliller toplanmalı, ihtilaf konusu dönemde davacının davalı ... nezdinde geçen hizmet tespiti istemine ilişkin olarak, bozma ilamı öncesi dinlenen tüm tanık beyanlarını birlikte değerlendirme ve gerektiğinde tespiti istenen dönemde çalışması bulunan ve davacının çalışmasını bilebilecek nitelikte davalı işyeri ve dava dışı işyerinin bordro tanıkları tespit edilerek bu tanıkların duruşmalarda bilgi ve görgülerine başvurmak, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, SGK ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile sürekli bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, sonucuna göre mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde infaza enverişli bir karar vermekten ibarettir.
İlk Derece Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ve yanılgılı değerlendirme neticesi yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bu durum bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.