21. Hukuk Dairesi 2016/9875 E. , 2018/359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, kurum işleminin iptaliyle yaşlılık aylığı bağlanmasına ödenmeyen aylıklarının tahsiline ve fazla yatırılan bağkur prim bedellerinin iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava; davacının, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetleri dahil edilmeksizin sadece 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetleri gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti, birikmiş aylıkların tahsili ve fazla ödenen Bağ-Kur primlerinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacının SSK hizmetleriyle yaşlılık aylığına hak kazandığının ve başvuru tarihi olan 07.04.2014 tarihini takip eden ay başı 01.05.2014 tarihinden itibaren davacıya yaşlılık aylığı ödenmesi gerektiğinin tespitine, Bağ-Kur pirimlerinin iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 07.04.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunan davacının talebinin davalı Kurum tarafından; son yedi yıl içerisindeki en fazla hizmetinin Bağ-Kur sigortalılığı kapsamında olduğundan bahisle reddedildiği, ancak; davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığa giriş tarihinin 01.03.1988 olduğu, 04.09.1985 – 04.03.1987 tarihleri arasındaki askerlik hizmetinin borçlanılmış olduğu ve bu nedenle 1 yıl 6 aylık askerlik hizmet süresinin ilk sigorta giriş tarihinden önce olması nedeniyle başlangıç tarihini geriye doğru yürüteceğinden davacının sigorta başlangıç tarihinin 01.09.1986 olarak kabul edilmesi gerektiği, bu tarih itibariyle 506 sayılı Yasanın 81. maddesi çerçevesinde 49 yaş, 25 yıl ve 5.300 prim günü koşullarının gerçekleştiği, bu itibarla davacının sadece 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetleri gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığı, davacının 20.08.2004 – 31.05.2014 tarihleri arasındaki vergi kaydı nedeni ile davalı Kurum tarafından 01.10.2008 tarihi itibari ile 5510 sayılı Yasa"nın 4/b maddesi kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği, davacının tek prim ödemesinin 17.10.2014 tarihinde 25.181,04 TL olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasa"nın “ Yaşlılık toptan ödemesi ve İhya ” başlıklı 31. maddesinde; “ Sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılan veya işyerini kapatan ve yaşlılık aylığı bağlanması için gerekli yaş şartını doldurduğu halde malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanamayan sigortalıya, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında ise kendi adına bildirilen, (b) bendi kapsamında ise ödediği malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin her yıla ait tutarı, primin ait olduğu yıldan itibaren yazılı istek tarihine kadar geçen yıllar için, her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek toptan ödeme şeklinde verilir.
Bu Kanun veya bu Kanundan önce yürürlükte bulunan sosyal güvenlik kanunlarına göre toptan ödeme yapılarak hizmetleri tasfiye edilmiş bulunanlardan, yeniden bu Kanuna tâbi olarak yahut bu Kanunla yürürlükten kaldırılmış kanunlara göre malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olanlar, yazılı olarak müracaat etmeleri halinde, aldıkları toptan ödemenin ödeme tarihi ile yazılı istek tarihi arasında geçen yıllar için her yılın gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan tutarını talep tarihini takip eden ayın sonuna kadar ödemeleri halinde, bu hizmetler ihya edilerek bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınır” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda; davacının 506 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaşı dikkate alındığında söz konusu Yasa kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığı ve bu nedenle Bağ-Kur kapsamında ödediği primlerin yukarıda anılan Yasa maddesi gereğince iadesinin gerektiği göz ardı edilerek, prim iadesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflardan davacıya iadesine, 22.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.