Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3454
Karar No: 2013/7892

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3454 Esas 2013/7892 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/3454 E.  ,  2013/7892 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında, ....Köyü 103 ada 297, 299, 301 ve 321 parsel sayılı sırasıyla 9849 m2, 2601 m2, 6199 m2 ve 2268 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 103 ada 321 ve 299 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 297 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 2153 m2 ve 301 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 3486 m2"lik bölümlerinin orman vasfı ile Hazine adına, 297 parsel sayılı taşınmazın (B) ile gösterilen 7695 m2 ve 301 parsel sayılı taşınmazın (B) ile gösterilen 2713 m2"lik bölümlerinin tespit gibi davalılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi tarafından 103 ada 297 ve 301 parsel sayılı taşınmazların (B) ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmekle Yargıtay 20.Hukuk Dairesi"nin 21/12/2009 gün 2009/18942 – 19104 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle;""Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yetirle değildir. Şöyle ki; keşif sırasında dinlenen orman bilirkişi tarafından resmi belgelerin uygulanmasına dayalı olarak düzenlenen raporlarda, çekişmeli 103 ada 297 ve 301 parsel sayılı taşınmazların memleket haritası ve hava fotoğraflarında kısmen açık alanda kaldığı bildirilmiş ve ekli memleket haritasında da taşınmazın konumunu nokta şeklinde gösterilmiştir. İade kararı sonrası Fenni Bilirkişi Halim Ertan tarafından düzenlenen memleket haritası ile irtibatlı kroki ile çok küçük ölçekli olduğundan denetlenememektedir. Yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak karar verilemez.
    Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukukî durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları kanunda gösterilmiştir.
    O halde; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır."" denilmiştir. Bozma kararına karşı bir kısım davalılar tarafından yapılan karar düzeltme talebi de Dairece 24.05.2010 gün 2010/6523-6856 sayılı karar ile reddedilmiştir.
    Mahkemece bozma ilâmına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabul kısmen reddine, Devrek İlçesi Müfettişler Köyünde kain 103 Ada 321 nolu parselin tamamının,103 Ada 301 nolu parselin bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 3315,18 metrekarelik kısmının,103 Ada 299 nolu parselin bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 1707,68 metrekarelik yüzölçümündeki kısmının,103 ada 297 parselin bilirkişi raporunda "A" harfi ile gösterilen 2592,79 metrekarelik yüzölçümündeki yer ile "B" harfi ile gösterilen 526,87 metrekarelik kısımlarının kadastro tesbitlerinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına,103 ada 301 nolu parselin bilirkişi raporunda ""B"" harfi ile gösterilen 2884,20 metrekarelik kısmının,103 ada 299 nolu parselin bilirkişi raporunda ""B"" harfi ile gösterilen 894,11 metrekarelik kısmının, 103 ada 297 nolu parselin bilirkişi raporunda "C" harfi ile gösterilen 6730,07 metrekarelik kısmının tesbit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş hüküm davacı ... Yönetimi tarafından 103 ada 299 ve 301 parsel sayılı taşınmazların (B) ile gösterilen bölümleri ile 103 ada 297 parselin ( C) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
    1) Davacı ... Yönetimi"nin 103 ada 297 sayılı parselin (C) bölümüne yönelik temyiz itirazları açısından; İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (C) harfiyle işaretli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, Orman Yönetimi"nin bu bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2) Orman Yönetimi"nin 103 ada 299 sayılı parsel ile 103 ada 301 sayılı parselin (B) bölümüne yönelik temyiz itirazları açısından ise; Mahkemece davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; 08.02.2007 tarihli kararda dava konusu taşınmazlardan 103 ada 299 sayılı parselin tamamı ile 103 ada 301 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen 3486,28 m2 yüzölçümlü bölümü orman sayılarak hüküm kurulmuş, davalı gerçek kişiler, bozma öncesi aleyhteki kararı temyiz etmemiş, karar düzeltme talepleri ise Dairenin 24.05.2010 gün
    2010/6523-6856 sayılı kararı ile reddolunmuştur. Mahkemece de bozma ilâmına uyulmakla Orman Yönetimi yararına usulî kazanılmış hak oluşmuştur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda anılan ilkeye ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ne var ki, “Usulî Kazanılmış Hak” davaların uzamasını önlemek, hukukî alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usûl hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usûl işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade eder.
    Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan inceleme ve uygulama sonucu verilen 13.07.2012 tarihli kararda ise,103 ada 299 parselin (A) ile gösterilen toplam 1707,68 m2 yüzölçümlü bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) ile gösterilen 894,11 m2 yüzölçümlü bölümünün tesbit gibi tesciline, 103 ada 301 parselin (A) ile gösterilen 3315,18 m2 yüzölçümlü bölümünün orman niteliği ile Hazine adına, (B) ile gösterilen 2884,20 m2 yüzölçümlü bölümünün tesbit gibi tesciline karar verilmiş ise de, çekişmeli 103 ada 299 parsel ile 103 ada 301 parselin, bozma öncesinde hükme dayanak yapılan fen bilirkişi tarafından düzenlenen 08.12.2005 tarihli rapor ekindeki krokide (A) ile işaretlenen 3486,28 m2 yüzölçümlü kesimi hakkında davalı gerçek kişilerin bozma kararından önceki hükme yönelik temyiz itirazları bulunmadığından, bu taşınmazlar yönünden hükmün kesinleştiği gözardı edilerek Orman Yönetimi açısından usûlî kazanılmış hakkı ihlal edecek şekilde bu parseller hakkında yeniden karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi"nin 103 ada 297 sayılı parselin (C) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddine, 2.bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 12.09.2013 günü oy çokluğu ile karar verildi

    KARŞI OY

    Kadastro sırasında, ...Köyü 297, 299, 301, ve 321 parsel sayılı; sırasıyla 9849, 2601, 6199 ve 2268 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar adına tespit edilmiş, davacı ... Yönetimi, taşınmazların orman niteliğinde olduğu iddiası ile dava açmıştır.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parsellerden 321 ve 299 numaralı parsellerin tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla maliye hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline; 103 ada 297 numaralı parselin 2153,93 metrekaresinin orman, bakiye 7695,80 metrekaresinin tespit gibi tesciline; 103 ada 301 numaralı parselin 3486,28 metrekaresinin orman, bakiye 2713,10 metrekarelik kısmının ise tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
    Davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine 20. Hukuk Dairesinin 22.12.2009 gün ve 2009/18942- 19104 sayılı kararıyla “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığı; dosyada bulunan bilirkişi raporlarındaki uygulamanın yeterli olmadığı memleket haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması gereğine değinilerek tüm parseller yönünden karar bozulmuştur,
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra bozma ilamında belirtilen niteliğe haiz bilirkişi raporu alınmış ve davanın kısmen kabulüyle 103 ada 321 numaralı parselin tamamı; 103 ada 299 parselin 1707,68 metrekaresi; 103 ada 297 numaralı parselin 2592,79 metrekaresi, 103 ada 301 numaralı parselin 3315,18 metrekaresi orman olarak; bakiye kısımlarının ise tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
    Hüküm davacı ... Yönetimi tarafından dava konusu taşınmazların tümünü orman olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiş, bir kısım davalılar ise temyiz dilekçesine verdikleri cevapta mahkeme hükmünün bozma ilamına göre oluşturulmuş olması gözetilerek kararın onanmasını talep etmişlerdir.
    Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılmış bir orman kadastrosu bulunmamaktadır.
    Ormanlık alanların tespiti için kullanılan memleket haritası ve hava fotoğraflarının uygulaması teknik bilgi ve uzmanlık işi olup değil davanın tarafları her bilirkişi tarafından bile yapılamamaktadır. Nitekim dairemiz bozma kararı kesinleşmiş tahdit uygulamasına ilişkin teknik bilirkişilerin çalışmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle bozulmuş; bozmaya uyulan mahkemece eleştirilen hususlar dikkate alınarak yeni bir bilirkişi incelemesi sonucu sağlıklı olarak tespit edilen sınırlara göre hüküm kurulmuştur. Yeni hükümde üç taşınmaz açısından orman sınırı değişmiş kimi taşınmazlarda orman olan alan azalmış kimi taşınmazlarda ise çoğalmıştır. Bozma öncesi teknik uygulamanın doğru yapıldığı zannıyla kararı temyiz etmeyen davalılar aleyhine orman lehine taşınmazın önceden orman yapılan yerlerle ilgili aleyhlerine usulü kazanılmış hak oluştuğu yorumuna gidilmesi hakkaniyete aykırıdır. Maddi hatanın usulü kazanılmış hakkın istisnasını oluşturma kuralı burada da uygulanmalıdır. Zira 1. Bozma öncesi bilirkişiler orman tahdidinin sınırlarını uygulamada maddi hata yapmışlar; mahkemece de bu maddi hataya dayalı yanılgılı karar verilmiştir. Bozma sonrası hatasız olan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetlidir. Aksi halde gerçekte orman olmadığı halde ilk karardan önceki hatalı bilirkişi raporu nedeniyle bir kısım yerlerin de orman olduğuna karar verilmesi söz konusu olacaktır. Bu halde de kişilere verilen yerler yüzölçümü itibarıyla birinci karardan daha aşağı miktarda olacaktır.
    Somut olayda her üç parsel birbiriyle sınır teşkil etmekte, bilirkişi raporları ve kararlar arasındaki farklılık kadastro parsellerinin aplikasyonundan kaynaklanmakta olup eksik ve yanlış bilirkişi raporu ile verilen ve bu nedenle bozulan kararda hukukça korunacak bir kazanılmış hak söz konusu değildir.
    Açıklanan nedenlerle, kararın ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğumdan, hükmün BOZULMASI şeklindeki sayın çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi