16. Hukuk Dairesi 2014/5702 E. , 2014/7414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2013
NUMARASI : 2010/210-2013/717
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, K.Z.Köyü kadastro çalışma alanında bulunan sınırlarını belirttiği taşınmazların imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne; fen bilirkişisi S. T.tarafından düzenlenen 01.07.2013 tarihli rapor ve haritada (B) harfi ile gösterilen 15.204,08 ve (D) harfi ile gösterilen 7.828,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davacı adına, (A) harfi ile gösterilen 2.204,08 ve (C) harfi ile gösterilen 2.630,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmazların davalı Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece fen bilirkişi raporunda (B) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazların sınırında Dicle Nehri bulunmasına rağmen taşınmazların nehir yatağı olup olmadığı ya da nehirden kazanılıp kazanılmadığı hususlarında jeolog bilirkişiden ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, taşınmazların, kadastro paftası üzerinde kıyı kenar çizgisine göre konumları belirlenmemiştir. Çekişmeli taşınmazların kadastro paftası üzerinde kıyı kenar çizgisine göre konumlarının belirlenmesine yönelik olarak; 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi yoksa kıyı kenar çizgisinin mahkemece tespiti gerekmektedir. Bu tespit yapılırken 13.03.1972 tarih ve 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanan kıyı şeridinin nasıl tespit edileceğine dair kural ve yöntemler ile 17.04.1990 tarih, 3621 sayılı Kıyı Kanunu"nun 4. maddesindeki tanımlar ve 9. maddesi hükmü göz önünde tutulmalıdır. Hal böyle olunca; mahkemece, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi bulunup bulunmadığı sorulmalı, idarece yapılmış ve yöntemince kesinleşmiş bir kıyı kenar çizgisi bulunduğunun anlaşılması halinde haritası getirtilerek fen bilirkişisinden kadastro paftası, çekişmeli taşınmazlar ile kıyı kener çizgisinin belirlendiği harita çakıştırılmak suretiyle ek rapor alınmalı, usulüne uygun şekilde belirlenmiş kıyı kenar çizgisinin bulunmadığı sonucuna varıldığı takdirde, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, 3621 sayılı Kanun"un 9. maddesine göre bu işlerde uzman olan üç jeolog veya jeomorfoloji mühendisi, uzman ziraat ve harita mühendisinden oluşturulacak beş kişilik uzman bilirkişi kurulu huzuruyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında yerel bilirkişiden taşınmazların sınırlarının göstermesi istenilmeli, teknik bilirkişilerden; dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ilişkin memleket haritalarının, en eski tarihli askeri haritaların, hava fotoğraflarının yöntemince uygulanması, gerektiğinde değişik kodlardan toprak örnekleri alınıp analizlerinin yapılması, mevsimsel etkilerin de göz önünde tutulması suretiyle kıyı kenar çizgisini saptamaları istenilmeli, belirlenen kıyı kenar çizgisinin de gözetilmesi suretiyle çekişmeli taşınmazların Dicle Nehrinin etki alanı içerisinde kalıp kalmadıkları ve aktif dere yatağı içerisinde bulunup bulunmadıkları ile ilgili olarak denetime açık, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişilerden çekişmeli taşınmazların kadastro paftası ile kıyı ve kıyı kenar çizgisinin çakıştırılması neticesinde taşınmazların konumu belirlemeleri istenilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması ve fen bilirkişi raporunda (A) ve (C) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin hakkında tapu kaydı oluşan .parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığının belirlenmesine rağmen diğer bir anlatımla (A) ve (C) bölümleri üzerinde ikinci kez tapu kaydı oluşmasına yol açacak şekilde Hazine adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan köylerin tüzel kişiliği sona ermiş ve büyükşehir belediyesi sınırları tüm ilin sınırları haline gelmiş olmakla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve aynı Yasa"nın geçici madde 1/13. maddesi gereğince Bismil Belediye Başkanlığına husumet yöneltilmesi gerekmekte olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.