Davacı Mehmet, S... Köyünde yapılan kadastro sırasında Aralık 1973 tarih ve 33 sıra numarasıyla tapuda kayıtlı taşınmazının, orman olarak tapu kütüğüne aktarılan 200 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı iddiasıyla Kadastro Mahkemesinde dava açmış, kadastro mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı genel mahkemeye göndermiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1952 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 2007 yılında yapılmıştır.
Mahkemece, davalı taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı, Ereğli Asliyle Hukuk Mahkemesinin 1964/15 - 1965/259 sayılı tescil ilâmı ile oluşan Aralık 1973 tarih 33 sayılı tapu kaydına tutunarak dava açmıştır. Yapılan keşif, uygulama ve alınan orman bilirkişi raporuna göre, taşınmazın kısmen kesinleşen tahdit dışında kaldığı halde, kadastro sırasında tahdit haritasının yanlış uygulanması nedeniyle orman parseli içinde bırakıldığı bildirilmiştir. Taşınmaz kısmen kesinleşen tahdidin dışında kaldığına göre, dayanak tescil tapusunun kapsamında kalması halinde davanın kabulü gerekirdi. Ne varki, tapu kaydı ve kaydın dayanağı tescil krokisi uygulanmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Bu nedenle;
Mahkemece, Kdz.Ereğli Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/15 - 1965/259 sayılı dava dosyası, dava dosyası bulunamadığı takdirde tescil ilâmı ile davacının dayandığı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra tapu kaydına dayanan davacı tarafın kayıt maliki yada malikleri ile akdi, irsi ilişkisi sorulup saptanmalı, bu nedenle kayıt maliki yada maliklerinin tüm mirasçılarını gösterecek şekilde onaylı nüfus aile kayıt örnekleri, ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmeli, ya da bu konuda istihsal edilmiş veraset belgesi varsa ibraz ettirilmeli, bu yolla irsi ilişki sağlıklı biçimde duraksamasız belirlenmeli, akdi ilişkiye dayanıldığı takdirde ilgiliden bu konudaki delilleri sorulup saptanmalı, göstereceği deliller toplanmalı ya da bu konuya ilişkin yazılı kayıt ve belgeleri ibraz ettirilmeli, kayda dayanan tarafın tapu kayıt maliki yada malikleri ile akdi yada irsi ilişkisi saptandığı takdirde tarafların dayandığı tapu kayıtlarının dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise, dava konusu taşınmaz ya da taşınmazlarla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita kadastro müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları getirtilmeli, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada kayıtların revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, Kdz.Ereğli Asliyle Hukuk Mahkemesinin 1964/15-1965/259 sayılı tescil ilâmı Orman Yönetimi taraf olmadığı için kesin hüküm oluşturmasa bile taşınmazın orman sayılmayan bölümleri için güçlü delil niteliğinde olması nedeniyle, taşınmaz dayanılan tapu kaydının kapsamında kaldığı belirlenirse dava kabul edilmeli, aksi halde dava reddedilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Mehmet"in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 16.09.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.