3. Hukuk Dairesi 2016/11709 E. , 2016/16669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 1/2 hissedar olduğu 1893 parsel ile 1894 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili diğer hissedar ... tarafından ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/1205 Esas sayılı dosyası ile izale-i şüyuu davası açıldığını, dava sonucunda gayrımenkullerin satıldığını, paraların paylaştırılması esnasında davacı tarafından yapılan tahsilatta tapu kayıtları ve hisse oranlarının satış dosyasında bilirkişilerce düzenlenen raporda yanlış hesaplandığının farkedildiğini, bina detayı yanlış hesaplandığından davacının zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakların saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar cevap dilekçelerinde; taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasından dolayı ortada kesin hüküm bulunduğundan davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 1893 nolu parsel üzerinde bulunan dava konusu olan yapının 190.22 m2 , 1894 nolu parsel üzerinde bulunan dava konusu olan yapının alanının 200.84 m2 olduğu, her iki parselde davacının zemin ve muhtesat yönünden 1/2 paya sahip olduğu, bu şekilde hesaplama yapılması gerekirken davalılar lehine muhtesat bedeli yönünden fazla hesaplama yapıldığı ve davacıya noksan muhtesat bedeli ödendiğini gerekçesiyle 10.000,00 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık hakkında bir kesin hüküm bulunuyorsa, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Kesin hükmün bulunması olumsuz dava şartıdır Kesin hükmün koşulları dava konularının (müddeabihlerinin), dava nedenlerinin ve yanlarının aynı olmasıdır.Buna karşılık, taraflar arasında aynı yada benzer konuda kesinleşmiş olan bir hüküm ve burada saptanan maddi olgular, daha sonra ortaya çıkan uyuşmazlıklarda yukarıda açıklanan koşulların üçünün aynı anda bulunmaması nedeni ile kesin hüküm oluşturmasa bile güçlü delil oluşturabilir.
... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/1205 E- 2011/474 K sayılı ilamı ile taraflar arasındaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan binaların tüm değere oranları belirtilerek bu değere düşen payın bina sahiplerine tapudaki ve verasetteki payları oranında verilmesine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine taşınmazlar satılmış, taraflar taşınmaz ve üzerinde bulunan muhdesatların belirlenen bedeli üzerinden hisseleri oranında paylarını almışlardır.
... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2009/1205 E- 2011/474 K sayılı taraflar arasındaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin dava dosyası, iş bu dava için kesin hüküm oluşturmasa dahi güçlü delil niteliğinde olup, davacı tarafça sunulan deliller ve alınan bilirkişi raporu aksini ispata yeterli değildir. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SON UÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.