Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3995
Karar No: 2013/8009

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/3995 Esas 2013/8009 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/3995 E.  ,  2013/8009 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1999 yılında yapılıp 2000 yılında ilan edilen genel arazi kadastrosu sırasında ... Köyü, 163 ada 11 parsel sayılı 2444,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı gerçek kişilerin miras bırakanı ...adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi 28.04.2010 havale tarihli dilekçesiyle, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili ve davalı gerçek kişilerin müdahalesinin önlenmesi istemleriyle dava açmıştır.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 10.09.1947 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastro bulunmaktadır. Daha sonra 3402 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon ve orman kadastrosu 26.08.2004 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece, müdahalenin önlenmesi talebi konusunda davacı ... Yönetiminin davasının reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira, Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Somut olayda; dava açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz, davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişiler, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalı gerçek kişilerin dava konusu taşınmaza haksız bir müdahalesinden söz edilemez.
    Davacı ... Yönetiminin dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığına dair iddiasına gelince ise, mahkemece; Yönetimin çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı davanın da reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamı ile bağdaşmamaktadır. Şöyle ki; orman bilirkişi Mutlu İlter tarafından hazırlanan 21.03.2011 tarihli raporda, [dava konusu 163 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman tahdit çalışmasında kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığı ve Devlet Ormanı olarak sınırlandırıldığı, 2000
    yılında 3402 sayılı Kanuna göre yapılan arazi kadastro çalışmasında ise "Ziraat Arazisi" olarak tescil edildiği] bildirilmiştir. Yine, dosya arasında bulunan 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastro tutanaklarında dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili olarak sayfa 4 ve madde 694 de: "...Köyünün şarkında ve tahminen 2 km mesafede vaki Mecit mevkiinde ...."ya ait tarlaların Devlet ormanından harice bırakılması hususunda ehlivukuflar tarafından vaki talepte; orman içerisinde bulunan ve katiyat ve taliyatla tarla ihdas edildiğinden ve hiçbir vesaiki tasarrufiye de ibraz edilmediğinden ehlivukufların bu taleplerinin reddi ile devlet ormanı içerisine alınmasına, tapu ibraz edilmediği cihetle ehlivukufların da bu tarlaların devlet ormanı içerisinde bırakılmasında hiçbir itirazları olmadığı, yalnız eskiden beri ekip biçtikleri bu tarlaların tespit edilmesi fikrini ileri sürdükleri, bu tekliflerin de oybirliği ile kabul edildiğini ve tevsi ve tevessiye mani olmak üzere yalnız fiilî vaziyetinin tespit edildiğini mübeyyin zabıttır.” denilerek, dava konusu 163 ada 11 parselin bulunduğu yerlerin orman tahdidi içine alındığı anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan orman tahdit haritasında da, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş tahdit içinde kaldığı görülmektedir. Ayrıca, orman ve fen bilirkişilerince düzenlenen ek raporlarda da, “dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu Doğanlar Köyü mülkî sınırları içinde 1947 yılında orman tahdit çalışması ve 2000 yılında da tapulama kadastro çalışmaları yapılıp, kesinleştiği; dava konusu 163 ada 11 parsel sayılı taşınmazın tamamının 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman tahdit çalışmasına göre ekli krokilerde de görüldüğü üzere kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kaldığı ve Devlet ormanı sayılan yerlerden olduğu, 2000 yılında 3402 sayılı Kanun uygulamasına göre yapılan arazi kadastro çalışmalarında ise Ziraat Arazisi olarak tespit edildiğini, 3402 sayılı Kanun uygulamasında dava konusu taşınmazın 1947 yılında kesinleşmiş olan orman tahdit çalışmasına göre durumu dikkate alınmadığı ve hatalı olarak Ziraat Arazisi olarak tespit edildiği” bildirilmiştir.
    Buna göre, yani mahkemece toplanan deliller, bilirkişi raporları ile dosya arasındaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu 163 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 10.09.1947 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu, ancak 2000 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında yolsuz olarak davalı gerçek kişilerin miras bırakanı adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı ... Yönetiminin davasının kısmen kabulü ile dava konusu 163 ada 11 parsel sayılı taşınmazın davalı gerçek kişiler adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, müdahalenin önlenmesi talebiyle ilgili olarak da davanın reddine karar verilmesi gerekirken, gerekçesi belirtilmeksizin bilirkişi raporuna aykırı bir şekilde taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu yönündeki dosya kapsamına uygun düşmeyen dayanaksız kabule dayanılarak yazılı şekilde davanın tümden reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi