20. Hukuk Dairesi 2013/5610 E. , 2013/8010 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1980 yılında yapılıp, 1982 yılında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında, ... Köyü, 671 parsel sayılı 19750,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle Hazine adına tesbit edilmiş,... ve müştereklerinin tespite itirazları üzerine, ... Kadastro Mahkemesince, 30.12.1988 tarih ve 1983/358 – 1988/602 sayılı kararla, 671 parsel sayılı taşınmazın 384,00 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına, taşınmazın bakiye kalan 19366,00 m² yüzölçümündeki bölümünün davacı kişiler adına tesciline karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 24.12.1990 tarih ve 1989/11596 – 1990/18718 sayılı onama kararıyla hüküm kesinleşmiş ve kesinleşen bu karar nedeniyle, 671 parsel sayılı taşınmaz, 931 ve 932 parsel sayılarıyla iki parçaya ifraz edilmiş, 931 parsel tarla niteliğiyle .... ve müşterekleri adına, 932 parsel orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmiştir.
Tapuda 384,00 m² yüzölçümüyle orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı olan ve mahkemenin kabulüne göre; dava konusu olan 932 parsel sayılı taşınmaz, .... Köyünde 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosu sırasında, 395,96 m² yüzölçümü ve 155 ada 72 parsel sayısıyla ve mülkiyeti tapu kütüğünde olduğu gibi sınırlandırılmıştır.
Davacı ... Yönetimi, 13.05.2011 tarihli dilekçeyle, husumeti Hazineye yönelterek, .... Köyünde, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi kapsamında kadastro haritalarındaki sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataların giderilmesi için çalışmanın yapıldığını ve askıya çıkarıldığını, ancak; yapılan çalışma sırasında kesinleşmiş Devlet Ormanı alanına müdahale de bulunularak, .... Köyü, 122 ada 72 parsel sayılı taşınmaza tarla vasfı verilerek davalı adına tespit yapıldığını ve dava konusu yerin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde ve orman vasıf ve karakterinde olduğunu ileri sürerek, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulaması ile kesinleşmiş Devlet Ormanı üzerine ihdas edilen 122 ada 72 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ve taşınmazın Hazine adına orman vasfıyla tapuya kayıt ve tescili istemiyle dava açmıştır.
.... Kadastro Müdürlüğü, 14.10.2011 tarih ve 2596 sayılı cevabi yazısında; ... İlçesi, .... Köyünde, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışmalar sırasında 122 ada 72 nolu parsel numarası altında herhangi bir uygulama yapılmamış ve uygulama tutanağı tutulmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, Orman Yönetiminden ek bir beyan veya dilekçe alınmaksızın, dava konusu taşınmazın .... Köyü, eski parsel sayısı 932 olan ve 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosu sırasında 155 ada 72 parsel sayısı alan taşınmazın dava konusu edildiği kabul edilerek, eski 932 parsel, yeni 155 ada 72 parsel sayılı taşınmazın ..... Kadastro Mahkemesinin 1983/358 Esas, 1988/602 karar sayılı kararına göre hükmen olarak Hazine adına tapuda orman vasfıyla tescilli olduğu ve aynı konuda yeni bir hüküm tesis edilmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan, kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraz ve kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 29.09.1943 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 13.04.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, öncelikle kadastro müdürlüğünün 14.10.2011 tarih ve 2596 sayılı cevabî yazısında; dava dilekçesinde belirtilen 122 ada 72 parsel sayısı ile herhangi bir uygulama yapılmadığına dair yazısı üzerine, Orman Yönetiminden ek bir beyan veya dilekçe alınmaksızın dava konusu edilen taşınmazın tapuda orman niteliğiyle kayıtlı olan 155 ada 72 parsel olduğunun kabul edilmesi doğru değildir. Zira, dava dilekçesinde belirtilen ada - parsel sayısı altında bir taşınmaz bulunmuyorsa, dava dilekçesindeki bu eksikliğin ya ek bir beyan veya dilekçe alınması veya keşif sırasında beyan-gösterme ile giderilmesi gerekmektedir. Ancak, mahkemece bu hususların hiçbiri yapılmadan, nasıl tespit edildiği de dosya kapsamından anlaşılamayacak şekilde, dava edilen taşınmazın 155 ada 72 parsel olduğu kabul edilmiştir. Yine davacı ... Yönetiminin dava dilekçesinden, davanın mülkiyet hakkına mı yoksa 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine itiraza mı yönelik olduğu veyahut her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları net olarak anlaşılamadığı halde, mahkemece, davacı ... Yönetimine talep sonucu bu husus yönüyle de açıklattırılmamış, mahkemenin kabulüne göre, dava konusu edilen taşınmazın 155 ada 72 parsel olduğu ve davanın her iki istemi de içerdiği kabul edilse dahi; 155 ada 72 parsel yönünden 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmanın kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı, hiçbir şekilde araştırılmamış, yine mülkiyet iddiasına ilişkin olarak da kadastro mahkemesinin görevli olmadığı düşünülmemiş, nasıl tespit edildiği dosya kapsamından anlaşılamayacak şekilde dava konusu edilen taşınmazın 155 ada 72 parsel olduğu ve bu taşınmazın tapuda zaten orman niteliğiyle kayıtlı olduğu gerekçelerine dayanılarak 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esası yönünden değil, 155 ada 72 parsel sayılı taşınmazın mülkiyet yönü nazara alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu ve tapulaması yapılmış yerlerde yeniden kadastro çalışması yapılamaz. Ancak, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi amacıyla aynı maddenin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca, yeniden çalışma yapılabilir ve bu çalışma ikinci kadastro sayılmaz. "İkinci kez kadastro yapılamaz" hükmünün istisnası olarak düzenlenen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca; yapılan tespitte, teknik sebeplerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun şekilde göstermediği tespit edilen paftalar yerine, ülke koordinat sistemine uygun sayısal haritaları düzenlenerek tapu kayıtlarının düzeltilmesi sağlanır. Ancak, mülkiyet ve mülkiyetle ilgili haklar ile parselasyon, arazi toplulaştırması, ıslah, imar, sulama alanlarında arsa ve arazi düzenlemesi ve köy yerleşim haritaları yenileme çalışması bu kapsam dışındadır. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastro çalışmaları, 5304 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek - 1/1. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 11"inci maddesine göre ilân edilir ve ilân süresi içerisinde dava açılmayan taşınmaz malların kayıtlarında gerekli düzeltme yapılır.
Kadastro mahkemesinin genel olarak görevi, 3402 sayılı Kanunun 25. maddesinde; zaman bakımından görev ve yetkisi ise, aynı Kanunun 27. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelere göre, kadastro mahkemeleri, dava konusu taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmesi halinde ve askı ilân tarihleri içinde açılacak davalarda görevlidir. Hal böyle olunca, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan tespitlere karşı askı ilân süresi içinde dava açılması halinde, kadastro mahkemesi görevli olup, mahkemece yapılacak inceleme, yetersiz kadastro paftalarının yenilenmesi, yüzölçümlerinin ve teknik hataların düzeltilmesi işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılmasına ilişkindir. Bu davada, taşınmazın mülkiyetine ve niteliğine ilişkin bir araştırma yapılamaz. Bu taleplere yönelik açılan davalarda ise, görevli mahkeme 6100 sayılı H.M.K."nun 2. maddesi uyarınca genel görevli asliye hukuk mahkemeleridir.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davacı ... Yönetiminden, ek bir beyan veya dilekçe alınarak dava konusu edilen taşınmazın ada ve parsel sayısı tereddüte mahal vermeyecek şekilde saptanmalı, dava konusu edilen taşınmazın farklı bir taşınmaz olduğu ve bu taşınmazın tapu malikinin farklı olduğu belirlendiği takdirde veya dava konusu edilen taşınmaz 155 ada 72 parsel olsa bile, 155 ada 72 parsel aleyhine genişlediği iddia edilen taşınmazın maliki HMK"nun 124. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak davaya dahil edilebildiği takdirde işin esasına girilmeli, yine Hukuk Genel Kurulunun 05.12.2012 gün ve 2012/20-874 E. - 1016 K. ve 2012/20-875 E. - 1017 K. sayılı kararlarında da benimsediği üzere, davacı ... Yönetimi vekiline dava dilekçesi açıklattırılıp, davanın sadece 22/2-a bendi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmasına itiraza mı yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu veya her iki istemi de birlikte mi içerdiği hususları belirlenmeli, davanın sadece mülkiyete ilişkin olması halinde, mahkemece, başkaca araştırma yapılmadan ve taşınmazın tapuda hangi nitelikte kayıtlı olduğuna bakılmaksızın görevsizlik kararı verilmeli; yalnızca paftaların yenilenmesi işlemine itiraz veya her iki isteme de yönelik olduğu belirlendiği takdirde ise, çekişmeli parselin yenilemeden önceki ilk tesisinden itibaren, miktar, cins ve malik değişikliklerini, ifraz ve tevhitleri gösteren tapu kayıtları, tutanak ve haritaları ile yenilemeden sonraki çapı haritası ve tutanağı, davalı tarafın tutunduğu mahkeme kararlarına ilişkin dosya asılları getirtilerek, harita ve jeodezi uzmanı bilirkişi vasıtasıyla keşif ve inceleme yapılarak, çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 26.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve toplanan delillere göre 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; davacı ... Yönetiminin çekişmeli taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi, dava konusu parselin mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğundan, taşınmazın tapuda hangi nitelikte kayıtlı olduğuna bakılmaksızın bu talep yönünden görevsizliğe karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 16/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.