20. Hukuk Dairesi 2013/3704 E. , 2013/8021 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Belediye Başkanlığı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri .... Mahallesinde bulunan yaklaşık 15000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 19/07/2012 tarihli krokide A (7399 m2) ile işaretli bölümün davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine ve Belediye Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1978 yılında yapılmış, taşınmaz yol boşluğu olarak tesbit harici bırakılmıştır.
Mahkemece, (A) ile işaretli taşınmaz bölümü yönünden orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan uzman bilirkişi raporunda incelendiği bildirilen memleket haritasının orijinal renkli bir örneği rapora eklenmediği gibi, haritanın hangi yıla ait olduğu belirtilmemiş, dava tarihinden 20 yıl önceki tarihlerdeki kullanım durumunu ve tasarruf sınırlarını belirlemek üzere 1980 - 1990"lı yıllara ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları üzerinden araştırma yapılmamış, buna göre zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmamış, tüm komşu parsellere ait tespit tutanakları, dayanakları, varsa dava dosyaları da getirtilmemiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek, hayvan otlatmak, ağaç kesmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten, tescil davasının açıldığı güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 20 yıl önce çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen orijinal renkli memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, steroskopik hava fotoğraflarının steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazların niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi zorunludur.
O halde; mahkemece yeniden yapılacak keşifte, taşınmazları geniş çevresiyle birarada gösteren kadastro paftası ile yöreye ait en eski tarihli ve 1980 veya 1990" lı yıllara ait memleket haritası ve hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler kadastro paftası üzerine aplike edilmek suretiyle dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, tüm çevre taşınmaz tutanakları , varsa dayanakları getirtilerek taşınmazın niteliği, orman ya da 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde ifade edilen orman içi açıklık olup olmadığı belirlenmeli, zilyedlik tanıkları dinlenmeli, bundan sonra toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Belediye Başkanlığının temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 17.09.2013 günü oy birliğiyle karar verildi.