20. Hukuk Dairesi 2016/13100 E. , 2019/3680 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı ... Yönetimi, davalı-karşı davacı ... ile davalı ... ve .......vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ..... parsel (yenileme sonucu......sayılı 5040,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın, tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, taşınmazın yörede 2006 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
... vekili, 26.03.2009 tarihli dilekçesi ile; .....köyünde 6831 sayılı Kanuna göre 12.05.2005 ilâ 29.08.2005 tarihleri arasında yapılıp 11.08.2006 ilâ 11.02.2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B çalışmasında, vekil edeni adına kayıtlı 106 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alındığını, ancak, davalı taşınmazın tarla niteliğinde bulunup hiçbir zaman orman sayılan yerlerden olmadığı iddiasıyla yapılan orman kadastrosunun iptalini talep etmiştir.
Mahkemece Orman Yönetimi ve ... tarafından açılan davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda Orman Yönetiminin davasının kabulü ile ........yeni ......sayılı taşınmazın tamamının orman vasfında olması nedeniyle tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, ... tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı ... Yönetimi tarafından harca ve taşınmazın orman olarak tesciline şeklinde hüküm kurulmadığı, davalı-karşı davacı ... vekili tarafından ise yapılan araştırmanın yetersiz olduğu iddiasıyla temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25/02/2015 tarih ve 2014/8266 – 2015/947 Esas -Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ”...Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davacı ... Yönetiminin davasının kabulü davacı gerçek kişinin davasının reddi yolunda hüküm kurulmuşsa da, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Şöyle ki; 07/03/2008 tarihinde yapılan 1. keşif sonrası alınan orman bilirkişisi .....’ın raporunda, “...Çekişmeli taşınmazın 1959 tarihli memleket haritasında A=3961,48 m2"lik bölümün yeşil renkli orman sayılan, B=1078,52 m2"lik bölümün ise sarı renkli orman
sayılmayan alanda olduğu bu bölümün orman tahdit hattı içinde bırakılması işleminin yanlış olduğu belirtildikten sonra taşınmazın tamamının orman ve orman toprağı sayılan yerlerden olduğunu ifade etmiştir. 12/04/2013 tarihinde yapılan 2. keşif sonrası alınan orman bilirkişi
.........
......raporunda ise; “...çekişmeli taşınmazın 1959 yılı memleket haritasında (B2) ile gösterilen 1244 m2"lik kısmının beyaz renkle gösterilen açıklık alanlar içersinde (A) harfi ile gösterilen 1938 m2 ve (B1) harfi ile gösterilen 1859 m2"lik kısımlarının ise yeşil renkle gösterilen ve üzerinde orman ağacı simgesi bulunan yerler üzerinde kalmakta olduğunu belirtilerek, taşınmazın (A) ve (B1) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılan, (B2) ile gösterilen bölümünün ise orman sayılmayan yerlerden olduğu ifade edilmiştir. Daha sonra düzenlediği 28/02/2014 havale tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterdiği 1045,14 m2"lik bölümün orman sayılmayan (B) harfi ile gösterdiği 4013,04 m2"lik bölümün ise orman sayılan yerlerden olduğunu ifade etmiştir. Bu şekilde orman bilirkişi raporları çelişkili olup, mahkemece bu yön üzerinde durulup çelişki giderilmediği gibi mahkemece hangi bilirkişi raporuna ne gerekçelerle üstünlük tanındığı da tartışılmamıştır. Belirtilen çelişkili durum nedeniyle karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın öncesinin orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, birbiri ile çelişen bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz... "" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak, davacı ... Yönetimi tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile,...... 138 ada 28 parsel (eski ..... 106 parsel) sayılı taşınmazın dosya içinde bulunan fen bilirkişisinin 06/10/2015 tarihli kroki ve raporunda (A) harfi ile gösterdiği 3978,04 m2"lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davacı ... Yönetiminin fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacı ... tarafından açılan orman tahdidine itiraz davasının kısmen kabulü ile, .......köyü 138 ada 28 parsel (eski ........ 106 parsel) sayılı taşınmazın dosya içinde bulunan fen bilirkişisinin 06/10/2015 tarihli kroki ve raporunda (B) harfi ile gösterdiği 1080,14 m2"lik kısmına yönelik orman tahdit işleminin iptaline, davacı ..."ün fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş. Hüküm davacı -karşı davalı ... Yönetimi, davalı-karşı davacı ... ile davalı ... ve.......vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Orman Yönetimi tarafından kesinleşen tahdide dayalı olarak açılan tapu iptali tescil davası ile gerçek kişi tarafından 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince 10 yıl içinde açılan orman tahdidine itiraza ilişkindir.
Genel arazi kadastrosu 1970 yılında kesinleşmiş, dava konusu 106 parsel sayılı taşınmaz, senetsizden dava dışı ........ adına tesbit ve tescil edilmiş, satışla, davalı-karşı davacı ... adına tapu siciline kaydedilmiştir.
1) Davacı-karşı davalı ... Yönetimi vekili, davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu çekişmeli 138 ada 28 parsel (esk.....106 parsel) sayılı taşınmazın dosya içinde bulunan fen bilirkişisinin 06/10/2015 tarihli kroki ve raporunda (A) harfi ile gösterdiği bölümünün orman sayılan yerlerden, 138 ada 28 parsel (eski ......106 parsel) sayılı taşınmazın dosya içinde bulunan fen bilirkişisinin 06/10/2015 tarihli kroki ve raporunda (B) harfi ile gösterdiği bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına gerekmiştir.
2) Davalı ... ve....... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, 6831 sayılı Orman Kanununun 11/2. maddesi karşısında, davalı ... ve ...... pasif dava ehliyeti bulunmadığından, bu davalı hakkında husumetten red kararı verilmemiş olması doğru değildir, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
......
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davacı-karşı davalı ... Yönetimi vekili ve davalı-karşı davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden ve 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ..."den onama harcı alınmasına yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine;
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... ve ....... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27/05/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.