8. Hukuk Dairesi 2011/970 E. , 2011/5266 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve ... ile Hazine ve Oymaklı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Suruç Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.11.2010 gün ve 122/182 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını belirttikleri, ayrıca dilekçe ekinde sundukları ölçeksiz krokide A ve B harfleriyle özgüledikleri yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuksal nedenine tutunarak adlarına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı Hazine, başlangıçta oturumlara katılmamış ve cevap vermemiş ise de, aleyhe kurulan hükmü belirtilen sebeplerle temyiz etmiştir.
Davalı ... tüzel kişiliğine dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
Mahkemece, hükmüne uyulan Dairenin bozma ilamından sonra davanın kabulüne, 11.4.2007 tarihli bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 97267,58 m2 lik yerin davacı ..., 28.6.2010 tarihli ve 31.10.2006 tarihli krokide B, C ve D harfleriyle gösterilen yerlerin diğer davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; bozma ilamına uyulmakla taraflar için lehte ve aleyhte usulü kazanılmış hak doğuracağı kuşkusuzdur. Ancak, TMK. nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil davaları kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan her aşamada hakim tarafından res"en araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur. Bu nedenle, dava konusu taşınmazların 5403 sayılı Yasanın 3. maddesi gereğince sulu ve kuru araştırmasının mutlak suretle yapılması gerekir. Bunun için taşınmazın 3083 sayılı Yasa gereğince Devlet tarafından sulama tesislerinin bulunması gerekli değildir. Kişinin kendi imkanlarıyla taşınmazı sulaması haliyle sulu arazi olarak kabul edilmektedir. Mahkemece, bu yönde araştırma yapılmaması doğru olmamıştır. Bundan ayrı, taşınmazın bulunduğu aynı kadastro çalışma alanında zilyetlikten (senetsizden) kazanılan taşınmazların miktarının o yer Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesinden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ait dosyaların ise, bulundukları mahkemelerden getirtilerek 3402 sayılı K.K.nun 14. maddesindeki sınırlamalar bakımından gözönünde tutulması, yine davacıların babası adına da aynı biçimde araştırmanın yapılması zorunludur. Böyle bir araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, komşu taşınmazlarla ilgili olarak Kadastro Mahkemesinde derdest bulunan ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2.3.2010 tarih 2009/1323 Esas, 2010/1068 Karar sayılı bozma ilamı kapsamı da dikkate alınarak o dosyadaki lehte ve aleyhte olan tüm delillerin eldeki dosya için de değerlendirilerek ve özellikle bu dosyaya ait teknik bilirkişi krokisinin keşifte uygulanması ve krokideki sınırların taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir. Bundan ayrı çifte tapunun oluşmasının önlenmesi bakımından teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle krokide yer alan tüm taşınmaz bölümlerinin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması gerekir. Kabule göre de, bozmadan önceki kararda D harfiyle gösterilen yer için bir hüküm kurulmamış iken, eldeki temyize konu kararda talep ve bozma ilamı aşılarak bu yer için kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan tüm bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.