8. Hukuk Dairesi 2011/1161 E. , 2011/5267 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ :Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 09 .03.2010 gün ve 603/205 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı toplam 8 adet taşınmazın tapulama çalışmaları sırasında tescil harici bırakılması nedeniyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve imar – ihya hukuksal nedenlerine tutunarak, müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., çekişmeli taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediğini savunmuştur.
Davalı köy tüzel kişiliği temsilcisi, tebligata rağmen oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 2.2.2010 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde A harfiyle gösterilen 7909,32 m2, B harfiyle gösterilen 4749,48 m2, C1 harfiyle gösterilen 4006,92 m2, D harfiyle gösterilen 681,80 m2, E harfiyle gösterilen 1273,56 m2, F1 harfiyle gösterilen 1924,10 m2, G harfiyle gösterilen 2196,63 m2 ve H harfiyle gösterilen 2875,22 m2"lik yerlerin tarla niteliğiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer kısımlara ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; dava konusu taşınmazların o yerde yapılan tapulama çalışmaları sırasında hangi nitelikle tespit dışı bırakıldığı araştırılmamıştır. Ayrıca, dava konusu taşınmazların bir kısmının yanından dere akması ve baraj nedeniyle kanal geçmesi sebebiyle 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Hakkındaki Kanunun 3. maddesi uyarınca kuru ve sulu araştırması yapılmamıştır. Yine 3402 sayılı Kadastro Kanununun14. maddesindeki norm araştırmasının yöntemine uygun olarak yerine getirilmemiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri, işin uzmanı ziraatçi veya jeolog bilirkişi raporlarıyla teyit edilmemiştir. Öte yandan, ziraatçi bilirkişi raporunun kısmende olsa mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla örtüştüğü kabul edilse dahi, jeolog bilirkişinin özellikle Eğri Çayı kenarındaki A, C ve H harfleriyle krokide belirtilen yerler için yeterli olmadığı, bu kısımların sözü edilen çayın aktif yatağı değil ise de, 1 – 2 metrelik kot farkı nedeniyle etki alanında kalıp kalmadığının net bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bundan ayrı, bir arazinin zilyetlikle kazanımının ve imar ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığının en sağlıklı belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece, dava tarihinden geriye doğru 20 - 25 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğrafları merciinden getirilmemiş ve bu işin uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla uygulaması yaptırılarak rapor alınmamıştır. Belirtilen noksanlıklar tamamlanmadan verilen karar doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen noksanlıklar ikmal edildikten sonra; mahallinde yeniden keşif yapılarak, özellikle resmi kurumdan temin edilecek hava fotoğrafları yöntemine uygun biçimde uygulattırılarak, bilimsel içerikli rapor alınması, dava tarihinden geriye doğru yirmi yıl öncesi itibariyle imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığının net bir biçimde saptanması, ziraatçi bilirkişiden 5403 sayılı Yasa kapsamına göre arazinin sulu kuru olup olmadığına ilişkin rapor alınması, jeolog bilirkişiden önceki raporda A, C ve H harfleriyle özgülenen yerlerin ..."nın etki alanında bulunup bulunmadığına ilişkin görüşünün saptanması, tüm bu bilgi ve belirlemelerin keşfi izlemeye ve infazı sağlamaya elverişli tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli rapora yansıttırılması, böylece imar ve ihyanın tamamlanmasından itibaren davacı yararına yirmi yıllık zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin belirlenmesi halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekirken noksan araştırma ve incelemeyle yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici madde 3"ün yollamasıyla HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.