Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5694
Karar No: 2011/5282
Karar Tarihi: 20.10.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/5694 Esas 2011/5282 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/5694 E.  ,  2011/5282 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

... ve müdahil davacı ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 28.11.2008 gün ve 385/156 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


K A R A R

Davacı ... dava dilekçesinde; anneleri ...’in terekesinde bulunan dava konusu taşınmazın taksim sonucu kendisine isabet ettiğini, kendi zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında ortak miras bırakan annesi ... adına tespit ve tescil edildiğini, ...’in 1960 yılından sonra vefat etmesi nedeniyle terekesine dahil bulunan bütün malların mirasçıları arasında paylaştırıldığını, tüm mirasçıların kendilerine düşen yerleri aldığını, dava konusu yerinde paylaşım sonucu kendisine düştüğünü, taşınmazın kendisine düştüğü konusunda diğer mirasçıların bir itirazının bulunmadığını belirterek, ortak miras bırakan ... adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Tüm davalılara yöntemine uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına davalı ... ve ...dışında kimsenin katılmadığı belirlenmiş, davalı ... 11.2.2004 tarihli yargılama oturumunda; davacı ile kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazı kendisinin taksim ettiğini, taksim sonucu taşınmazın davacıya düştüğünü, bu nedenle davayı kabul ettiğini bildirmiş, beyanı imzasıyla onaylatılmıştır. Davalı ... ise iddianın doğru olmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Müdahil davacı ... 11.4.2006 tarihli dilekçesi ile ve harç yatırmak suretiyle davaya asli müdahil davacı olarak katılmak istediğini bildirmiş, mahkemece 5.5.2006 tarihli yargılama oturumunda ... adına davaya katılmak isteyen avukatın vekilliğine karar vermekle asli müdahil davacı olarak davaya katılması sağlanmıştır. Katılma dilekçesinde 115 ada 145 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kendisine ait 4280 m2’lik yerin 145 sayılı parselle birlikte tespit ve tescil edildiğini, bu kısım bakımında tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı ...’in davasının reddine, müdahil davacı ...’in davasının kabulüne, teknik bilirkişinin krokisinde A harfi ile gösterilen 4280 m2’lik taşınmaz bakımından 115 ada 145 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, A harfi ile işaretli yerin asli müdahil davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 4761.56 m2’lik kısmın ise aynı ada ve parsel numarasıyla... kızı 1889 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, muristen intikal ve paylaşım hukuksal sebeplerine dayalı olarak davacı ... ve asli müdahil davacı ... tarafından açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, davacının davasının reddine, asli müdahil davacının davasının kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin her iki konuda gösterdiği gerekçeye tam olarak katılma olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, asli müdahil davacı açısından dava koşulu da yerine getirilmemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre 115 ada 145 sayılı parselin öncesi ...’in eşi ...’e ait olup, ...’in 1953 yılında ölümü ile ...’e kaldığı, keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarından, Hamit’in ölmeden önce bu yeri eşine verdiği anlaşılmaktadır. Kök miras bırakan ... 12.12.1965 tarihinde ölmüştür. Davacı ...’in ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan paylaşım sonucu dava konusu yerin kendisine düştüğünü, ancak kadastro çalışmaları sırasında muris ... adına tespit ve tescil edildiğini belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, ancak paylaşımın ne şekilde ve hangi tarihte yapıldığı, kimlere hangi ada ve parseldeki ya da mevkideki taşınmazların düştüğü konusunda herhangi bir iddia ileri sürülmemiştir. Dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarda paylaşımın yapılıp yapılmadığı konusunda bilgilerinin olmadığını bildirmişlerdir. TMK.nun 6. maddesi uyarınca herkes iddia ve savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür. Davacının gösterdiği tüm tanıklarda dinlenilmiştir. Yöntemine uygun bir paylaşımdan söz edilebilmesi için, terekenin tüm mirasçıların katılımıyla ve onlar arasında paylaşımın yapılması gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre bu sonucu çıkartmak mümkün bulunmamaktadır. Davalı ... 11.2.2000 tarihli yargılama oturumunda taksimin kendisi tarafından yapıldığını bildirmiştir. Muhittin’in bu yargılama oturumundaki beyanı ve özellikle biz beş kardeşiz yönündeki ifadesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde özellikle mirasçılar arasında beş erkeğin bulunması paylaşımın sadece erkekler arasında yapıldığını ve yapılan paylaşıma iki kızın katılmadığını göstermektedir. Böyle bir durumda yöntemine uygun bir biçimde yapılmış bir paylaşımdan söz etmek olanaksızdır. Asıl dava ...’nin mirasçıları arasında açılıp yürüyen bir dava olduğundan mahkemenin bu yöndeki ret gerekçesi sonucu itibariyle doğru ise de, Muhittin’in yukarıda açıklanan beyanı ile davayı kabul etmesi kendisine düşen miras payının davacıya devretmesi anlamına geldiğinden Muhittin’in bu kabul beyanı gözönünde tutularak yalnızca Muhittin açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kabul beyanı gözardı edilerek davacının davasının tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yani paylaşım yapılmadığından davanın reddi doğru olup ancak Muhittin’in kabul beyanı gözetilerek Muhittin"e yönelik davanın kabulüne karar vermek gerekir.
Davacının, asli müdahil davacının davası bakımından yapılan temyiz itirazlarına gelince: Asli müdahil davacı ... ile davacı arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Asli müdahil davacı ... kendisine ait bir kısım taşınmazın ... adına kayıtlı bulunan 115 ada 145 sayılı parsel içerisinde kaldığını ve onunla birlikte muris ... adına tespit ve tescil edildiğini belirterek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Bu somut olgu ve istek gözönünde tutulduğunda asli müdahil davacı ...’in; kural olarak ...’inde öldüğü göz önünde tutularak ...’in tüm mirasçılarına karşı dava açması gerekirken, sadece açılan davaya asli müdahil davacı olarak katılmış ve mahkemece de kabulüne karar verilmiştir. Doğrusu ...’nin tüm mirasçılarına karşı açılacak bir dava; bu dava ile birleştirilerek ya da bağımsız olarak görülmesinin daha uygun olduğudur. Ancak dosyanın vardığı bu aşama gözönünde tutularak davada yer almayan ...’nin mirasçılarından ... ile ...e de davanın yöneltilmesi, öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, dava koşulu yerine getirilmeden, asli müdahil davacının davasının kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabul şekline göre de, asli müdahil davacı ..., davaya olduğu biçimiyle asli müdahil davacı olarak mahkemece kabulüne karar verildiğine göre, davacı ...’in davasında, davalı durumunda bulunan davalıların, aynı zamanda ... davası bakımından da davalı olduklarının kabulü gerekmektedir. Bu durum karşısında ...’den yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin alınmasına karar verilmesi doğru değildir.
Davacı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici madde 3"ün yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 20.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi