10. Hukuk Dairesi 2014/28214 E. , 2015/7559 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dışı Vatan Hastaneleri Sağlık Yatırım A.Ş."nin 17/04/2012 ile 19/07/2013 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olan davacıya, bahse konu döneme ait sigorta prim borçlarının tahsiline yönelik olarak ödeme emri tebliğ edilmiş; davacı yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemde şirketin prim borcunun bulunmadığından ve alacağın asıl borçlu şirketten tahsili yoluna gidilmeden, şahsına ödeme emri gönderilmesinin de hukuka aykırı olduğundan bahisle, ödeme emrinin iptali istemli eldeki davayı yasal süresinde açmış, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun, "ödeme emri" başlığını taşıyan 55"inci maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, "ödeme emrine itiraz" başlıklı 58"inci maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, 01.10.2008 tarihi öncesi yürürlükte olan 506 sayılı Kanunun 80/13. maddesinde; tüzel kişiliği haiz özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmemesinden işverenle birlikte sorumlu tutulabilmesi için primlerin tahakkuk ve tediyesinde yetkili üst düzey yönetici olması zorunluluğu aranmakta iken, davanın yasal dayanağını oluşturan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde; “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” denilmekte olup, yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtilmiştir.
506 sayılı Kanun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup, 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları hakkında 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi ile, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” şeklinde düzenlenme getirilmiştir. Yapılan bu düzenleme ile tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Müteselsil borçlulukta alacaklı, alacağının tamamını veya bir kısmını karşısındaki borçlulardan dilediği birinden isteyebilmek imkânına sahip bulunduğu gibi, borçlular da alacaklıya karşı borç sona erinceye kadar hep birlikte sorumlu olmakta devam ederler. Borçlulardan birinin borç ödemeden aciz haline düşmesinin veya iflas etmesinin alacaklı için her hangi bir tehlikesi yoktur; zira diğer borçlulardan her biri borcun tamamını ifa etmek yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Müteselsil borçluluk alacaklıya, borçluların içinden ödeme gücü en yüksek olanı seçerek edimin tamamını ondan isteyebilme yetkisini tanır.
Bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davaya konu dönemde davacının, Kuruma prim ve ferileri borcu olan Vatan Hastaneleri Sağlık Yatırım AŞ.nin yönetim kurulu üyesi olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmakta olup, davacının ödeme emrine konu dönemler yönünden sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, davacı vekilinin temyiz dilekçesine ekli, Cibali Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin ilgili sicil numaralı dosyaya hakedişlerinden kaynaktan kesinti yöntemiyle aktardığı tutarlar işveren dilekçesine istinaden dava dışı Vatan Hastaneleri Sağlık Yatırım AŞ. unvanlı dosyaya aktarıldığı ve 2013/093208 sayılı takip numarasına ilişkin borç kalmadığından icrai takibin durdurulduğuna yönelik, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı yazısı nazara alındığında, davaya konu olan döneme ilişkin yapılan ödeme miktarı araştırılarak, bakiye borç bulunup bulunmadığı tespit edilerek, sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi