17. Ceza Dairesi 2019/2279 E. , 2019/3088 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1, 145 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 5237 sayılı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine dair....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2006 tarih, 2006/305 Esas ve 2006/617 sayılı kararının infazını müteakip, sanığın 6352 sayılı Kanun"un geçici 2. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün yeniden değerlendirilmesi talebinin reddine ilişkin anılan Mahkemenin 26/05/207 tarih, 2006/305 Esas ve 2006/617 sayılı kararına yönelik itirazın reddine dair....Ağır Ceza Mahkemesinin 21/06/2017 tarihli ve 2017/253 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 21/01/2019 gün ve 94660652-105-46-16332-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2019 tarih ve 2019/8262 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmiştir.
.... Ağır Ceza Mahkemesinin 21/06/2017 tarihli ve 2017/253 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın İstem yazısında;
"Yargılama sırasında, 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanun"un karşılıksız yararlanma başlıklı 163. maddesine eklenen üçüncü fıkrası ile "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." ve aynı Kanun’un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası ile “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, somut olayda sanığın kaçak su kullanması nedeniyle oluşan zararı karşıladığına dair 27/07/2010, 02/09/2010 ve 28/06/2010 tarihli 3 adet tahsilat makbuzunu dosya içerisine sunduğu nazara alındığında, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 11.11.2013 tarih, 2013/25961 Esas ve 2013/32745 sayılı kararında belirtildiği üzere, bu ödemelerin yargılamaya konu zararla ilgili olup olmadığının araştırılması, yapılan ödemenin zararın tamamını karşılamadığının anlaşılması halinde ise sanığın kurumun zararını gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak ve 6 aylık süre de beklendikten sonra ve sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1.05/07/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 83. maddesi ile karşılıksız yararlanma suçunun düzenlendiği TCK’nun 163. maddesine “Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin suyun veya doğalgazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” şeklindeki 3. fıkranın eklenerek, abonelik esasına göre yararlanılan su, doğalgaz ve elektrik enerjisine karşı gerçekleştirilen eylemlerin karşılıksız yararlanma suçu kapsamına alındığı belirtilmiştir.
2.Aynı kanunun 84 üncü maddesiyle TCK’nun Etkin Pişmanlık başlıklı 168. maddesine “Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz” şeklinde 5. fıkra eklenerek Cumhuriyet başsavcılıklarınca yapılacak soruşturma sırasında failin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zarar soruşturma tamamlanmadan ödemesi halinde kamu davası açılmayacağı yani Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun metninden de açıkça anlaşılabileceği gibi yeni düzenleme ile suçun vasfı değişmekte, ancak maddede yazılı Karşılıksız Yararlanma suçunun işlendiğinden söz edebilmek için suçun konusu olan su, doğalgaz ve elektrik enerjisinin abonelik esasına göre yararlanılan bir madde olması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda;
1.Dava dosyasının incelenmesinde;
Sanığın eylemi; Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğüne ait .... Termik Santrallarının soğutma suyu ihtiyacını karşılayan boru hattını delerek zarar verip, kaçak olarak ve şikayetçi şirketin haberi olmadan, dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre, metreküpünün kuruma maliyeti 10 Ykr olan suyu, bağladığı borularla yakında bulunan ay çekirdeği tarlasını yaklaşık 4500 metreküp su kullanarak sulaması şeklindedir.
2...... 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonunda, sanığın müşteki kuruma ait boru hattına kurumun rızası dışında bağlantı yaparak su çaldığı sabit görülerek eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu gerekçesiyle 14/12/2006 tarih, 2006/305 Esas ve 2006/617 sayılı 5237 sayılı kararla Türk Ceza Kanunu"nun 141/1, 145 ve 62/1. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 5237 sayılı Kanun"un 51. maddesi gereğince ertelenmesine,
Karar verilmiştir.
3.05/07/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un 83. maddesi ile karşılıksız yararlanma suçunun düzenlendiği TCK’nun 163. maddesine bakıldığında sanığın eyleminin Karşılıksız Yararlanma olarak nitelendirilebilmesi için kurumun haberi ve rızası olmadan kullanılan suyun abonelik esasına göre yararlanılabilen bir madde olması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03.04.2018 gün 2017/1125 Esas ve 2018/131 Karar sayılı kararıyla da "5237 sayılı TCK"nun 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen fiilin konusu, abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik, su veya doğal gazdır. Bu fıkra ile elektrik, su veya doğal gazdan bedel ödeyerek yararlanan kişilerin daha fazla ödemede bulunmaması amacıyla sayılan enerjiler üzerindeki kullanım hakları korunmaktadır. Bu kapsamda suçun mağduru, kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişi olabileceği gibi bu hizmeti sağlayan şirket de olabilir. Başka bir ifade ile mağdur; elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın "sahibi" olmalıdır.
./..
Abonelik esasına göre yararlanılabilme enerjinin bir niteliği olup bu suçun hizmeti sağlayan kurum veya kuruluşlar yönünden geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak enerjinin sahibi hâline gelen ve kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişilere karşı işlenmesi mümkündür.
Elektrik enerjisi, doğal gaz veya sudan sahibinin rızası olmadan yararlanma fiilinin oluşması için, gerçek tüketim miktarının tespitinin engellenmiş olması da gerekir. Bu durum, abonelik esasına göre kurulması gereken tesisatın abonelik ilişkisi kurulmaksızın enerjiden yararlanma şeklinde ortaya çıkabileceği gibi geçerli bir abonelik ilişkisi bulunmakla birlikte enerjinin tüketim miktarını gösteren tesisata müdahale edilmesi sonucu tesisatın tüketim miktarını hiç göstermemesi veya daha az göstermesi şeklinde de gerçekleşebilir. Karşılıksız yararlanma suçunun oluşabilmesi için, failin, sadece kendi sayacına müdahale etmesi şart olmayıp somut olayda olduğu gibi abone olan başka bir kişiye ait sayaçtan geçtikten sonra ayrı bir hat çekerek ve ayrı bir sayaçtan geçirmeksizin kaçak elektrik kullanması hâlinde de kullandığı elektrik miktarının belirlenmesini engellemesi söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, abonelik esasına göre kullanılan elektriğin miktarının belirlenmesi gerekirken başka abonenin sayacının varlığından faydalanıp kaçak kullanılan elektriğin gözden kaçırıldığı ve durum ortaya çıkarıldığında da kullanılan miktarın belli olmadığı gözetildiğinde kullanılan enerji miktarının engellenmiş olduğundan kuşku duyulmamalıdır. Mühim olan kullanılan kaçak elektrik miktarının belli olmamasıdır. Kaçak kullanılan elektriğin başkasına ait sayaçtan geçmesinin önemi yoktur. "
Halbuki olayımızda sanığın işlediği suça konu olan suyun, ülkemizde il ve ilçelerde çeşitli kaynaklardan elde edilerek tüketiminin dağıtımını ve regülasyonunu yapan o yer belediyesi ve bağlı şirketlerine ait olmayıp, Elektrik Üretim A.Ş isimli kamu şirketinin Afşin-..... Termik Santrallarının soğutma suyu ihtiyacını karşılayan boru hattından geçen bir su olduğu TCK"nun 163/3. maddesindeki eylemin konusu olmaya elverişli abonelik esasına göre yararlanılabilecek bir suyun söz konusu olmadığı, ana boruyu delerek anılan, zilyedi olan şirketin haberi ve rızası alınmadan kullanılması sebebiyle eylemin hırsızlık suçunu oluşturacağı aşikardır.
Mahkemece suçun nitelendirilmesi ve buna bağlı olarak yapılan yargılama sonunda sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hüküm usul ve yasaya uygun olup kanun yararına bozmayı gerektiren bir hukuka aykırılık söz konusu değildir.
SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda belirtilen nedenlerle....2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2006 tarih, 2006/305 Esas ve 2006/617 sayılı kararında kanun yararına bozmayı gerektirir hukuka aykırılık nedeni bulunmadığı anlaşılmakla,
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29/01/2019 tarih ve 2019/8262 sayılı ihbarname içeriğindeki talep yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin (REDDİNE),
Dosyanın mahal mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.