MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında ... Köyü 455 ada 2 parsel sayılı 7156,47 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ..., 455 ada 3 parsel sayılı 6327,80 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise davalı ... adına tesbit ve ilân edilmiştir.
Davacı ..., 23.07.2010 havale tarihli dilekçeler ile, çekişmeli taşınmazların 3402 sayılı Kanunun 14, 17 ve 18. maddeleri gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasıyla ayrı ayrı dava açmıştır.
Mahkemece, davalar birleştirildikten sonra asıl ve birleşen davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazların ham toprak vasfıyla ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 6831 sayılı Kanuna göre 11.05.2004 - 23.09.2004 tarihleri arasında yapılıp 08.06.2005 tarihinde ilân edilerek 6 ay sonra kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava, çekişmeli 455 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin yapılan kadastro tesbitine itiraz olduğu ve tesbitin aksine karar verildiği halde, davalı gerçek kişi adına oluşan tesbitin iptali suretiyle kararın infaza uygun olarak verilmesi gerekirken, bu hususta hüküm fıkrasında karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “1-Asıl ve birleşen davacı Hazinenin davasının kabulüne” cümlesinden sonra gelmek üzere “dava konusu taşınmazların davalı adına yapılan kadastro tesbitlerinin iptaline” cümlesinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 23/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.