16. Hukuk Dairesi 2014/1734 E. , 2014/7808 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Çekişme konusu taşınmazlar başında yerel bilirkişi, tanık ve tüm tespit bilirkişilerinin katılımı ile keşif yapılarak davalılar lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması, 180 ve 181 parsel sayılı taşınmazların kadastro komisyonunca ifraz edildiği,davanın da kadastro komisyonu kararına karşı açıldığının göz önünde tutulması ve dayanak tapu kayıtlarının kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmüne göre belirlenmesi; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişme konusu 77, 156, 180, 181, 438, 511, 730 ve 746 parsel sayılı taşınmazların Kadastro Komisyonu kararında belirtildiği şekilde tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre dava konusu 77, 156, 180, 438, 511, 730 ve 746 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile sözü edilen taşınmazlara ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- 181 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince; Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın davalıların dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı davalılar yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Çekişme konusu taşınmaz Kadastro Komisyonunca dava dışı 179 parsel sayılı taşınmaza uygulanan 28.11.1963 tarih 30 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesiyle davalılar adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine çekişme konusu taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalmadığı ve davalılar yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Davalı taraf 08.06.1972 tarih 48 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Anılan kayıt, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.02.1972 tarih ve 1969/125-1972/7 sayılı ilamıyla hükmen tescil edilmiştir. Tescil dosyasının incelenmesinden, davacı ... tarafından 180 ve 181 parsel sayılı taşınmazların kapsadığı alanın tamamı hakkında tescil istemiyle dava açıldığı, Mahkemece 100 dönümden fazla kısım yönünden davanın reddedildiği, 100 dönüm yüzölçümündeki taşınmaz yönünden davanın kabul edildiği anlaşılmaktadır. Hükmen tescil sonucu oluşan bu tapu kaydının tescil krokisi çekişme konusu taşınmazlara uygulandığında, 180 parsel sayılı taşınmazı tamamıyla kapsadığı anlaşılmaktadır. 181 parsel sayılı taşınmaz ise tescil davası sırasında reddedilen bölümü oluşturmaktadır. Her ne kadar komisyon kararında dava dışı 179 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören 28.11.1963 tarih 30 sıra numaralı tapu kaydınında 181 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı belirtilmişse de; kayıt gayri sabit hudutlu olup tapu kaydının kapsamı yüzölçümü ile geçerlidir. Kaydın sabit kabul edilen "yol" sınırının 180 parsel sayılı taşınmazın doğu tarafındaki "... Yolu" olduğu mahallinde yapılan keşifle belirlendiğine göre; aslında bu kaydın kapsamında 180 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Davalıların tutunduğu tapu kayıtlarının gayri sabit hudutlu olduğu ve miktarı kadar yerin 180 parsel numarasıyla davalılara verildiği belirlendiğine göre 181 parsel sayılı taşınmazın tapu kapsamında kabulü isabetsiz olduğu gibi; miktar fazlası yönünden ise tapu kaydının oluştuğu 1972 yılıyla kadastro tespit tarihi olan 1986 yılı arasında 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmaması karşısında zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinden de söz edilemez. Hal böyle olunca; 181 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.