16. Hukuk Dairesi 2014/5065 E. , 2014/7825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2010/187-2013/267
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı M.. K.., S.. Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı niteliğinde tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 20.12.2011 tarihli fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 2.517,765 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı M.. K.. adına tapuya tesciline, (B) harfiyle gösterilen ve 1997 yılında yol niteliğini kazanan 1.034,44 metrekare yüzölçümündeki bölümün mülkiyetinin davacı A..K.."ya ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli değildir. Çekişme konusu taşınmaz, 1977 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında "dere yatağı" olarak tespit harici bırakılmış; 1997 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğünce düzenlenen kamulaştırma planında da dere yatağı olarak belirtilmiştir. Keşif sırasında bilgisine başvurulan yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları çekişme konusu taşınmazın fındıklık olarak kullanıldığını söylemişler ise de, uzman ziraat bilirkişisi raporunda çekişmeli taşınmaz üzerinde 6-7 adet kızıl ağaç ve otsu bitkiler olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, taşınmazın niteliği hususunda ortaya çıkan çelişki memleket haritası ile uydu ve hava fotoğrafları getirtilerek inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle giderilmemiş; bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmemiştir. O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ait ve dere yatağının güzergahını gösterir memleket haritası, 1997 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ve az üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı ve ardından taşınmaz başında jeodezi ya da fotogrametri uzmanı fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ile taraf tanıklarının katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığı, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı, hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden getirtilen memleket haritası, planlar ve hava fotoğrafları ile uydu fotoğrafları üzerinde inceleme yaparak taşınmazın bu harita, plan ve fotoğraflarda ne olarak gözüktüğü hususlarında denetime elverişli rapor düzenlenmesi istenmeli, ziraat bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın öncesi, niteliği ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen raporlar alınmalı, alınacak raporda çekişme konusu taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünün ne olduğu, fındık ocakları bulunup bulunmadığı, var ise kaç adet ocak olduğu ve yaşları belirtilmeli, taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalıdır. Diğer taraftan; çekişme konusu taşınmazın davacının murisi A.K."ndan intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği belirtildiğine göre, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanında tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği göz önünde bulundurularak davacı tarafa dava dilekçesi açıklattırılmalı, taksim iddiasına dayanıyorsa bu hususu ispatlaması için kendisine imkan tanınmalı; ayrıca, hüküm gününden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesinin sınırlarının tüm ilin mülki sınırları haline geldiği ve Büyükşehir Belediyesi sınırlarında bulunan köylerin tüzel kişilikleri sona erdiği göz önünde bulundurularak Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Of Belediye Başkanlığına husumet yöneltilmesi gerektiği de dikkate alınmak suretiyle, tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 04.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.