20. Hukuk Dairesi 2013/3868 E. , 2013/8335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... Beldesi 127 ada 1 parsel sayılı 564 H. 5226 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, taşınmazın bir bölümünün Aralık 1981 tarih 4 ve 5 numaralı tapuda kayıtlı olduğu ve Orman Yönetimince aleyhlerinde açılan tapu iptali ve tescil davasının .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/147 - 558 sayılı kararıyla reddedildiği iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin (B) harfi ile gösterilen 22387 m² ile (A ve C) harfleri ile gösterilen 113701 m² yüzölçümündeki bölümlerinin davacı adına, kalan kısmın tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunu ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki; uzman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın 1960 tarihli memleket haritasında orman sayılan yerlerden olduğu, eğiminin % 70 civarında ve üzerinde kızılağaç ve kestane ağaçları bulunduğu bildirilmişse de mahkemece taşınmazın orman olmadığı yönünde kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının tutunduğu Aralık 1981 tarih 4 numaralı tapu kapsamındaki (A) bölümü ile 5 numaralı tapu kapsamındaki (B ve C) bölümlerinin davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Kesin hüküm olduğu kabul edilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/147 sayılı dosyasında Orman Yönetimi tarafından temyize konu dosyanın davacısı ...( soyadı tashihi ile ....) aleyhine 10.08.1982 günü açılan tapu iptali tescil davasında hükme esas alınan, eski tarihli resmî belgelerin eklenmediği uzman bilirkişi raporunda, taşınmazdaki ağaç yaşının 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1945 yılı itibariyle (üç) olduğu, bu nedenle öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm 8. Hukuk Dairesinin 1989/6561 sayılı kararıyla onanmıştır.
Maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen H.U.M.K."nun 237 (HMK 303). maddesine göre davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Mahkemece kesin hüküm olduğu kabul edilen davada Hazine taraf olmadığına göre, taşınmazın orman olmadığı yönünde verilen karar Hazineyi bağlamaz. Davacının tutunduğu K.Evvel 1929 tarihli sicilden gelen Aralık 1981 tarih 4 numaralı 5514 m2 yüzölçümlü tapu kaydının doğusu Kıran okumakta; yine aynı tarih 5 numaralı 13785 m2 yüzölçümlü tapu kaydının doğusu ise ... okumakla birlikte bu sınırın orman içinde kaldığı bildirilmiş olup, gerçekten de taşınmazın doğusunda 127 ada 1 parsel sayılı orman niteliğindeki taşınmaz bulunmaktadır, tapu kaydının iktisap sebebinde Hazineden ..."ye satış yolu ile geçtiği yazılıdır. Bu durumda davacı ... ve davalı Hazine tapu kaydının miktarıyla bağlıdır, ancak mahkemece kayıt miktarının çok üzerindeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir.
O halde; mahkemece, öncelikle taşınmazın bulunduğu yeri doğu ve güneyde yer alan komşuları da dahil olmak üzere tüm çevresi ile birlikte gösteren kadastro pafta fotokopi örneği getirtilmeli, bir fen elemanı, bir uzman orman mühendisi, bir ziraat mühendisi aracılığıyla yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın yöreye ait en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planındaki konumları belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; üzerindeki ağaçların sayısı, yaşı, dağılımı, hakim ağaç türü, toprak yapısı, bitki örtüsü çevre taşınmazlarla mukayeseli olarak incelenmeli; taşınmaz orman sayılan yerlerden değil ise, davacının tutunduğu tapu kaydı ilk geldisinden itibaren getirtilip, yöntemince yerine uygulanmalı 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince tapu kapsamı belirlenmeli, kadastroda tapunun herhangi bir taşınmaza revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ve o parselin tesbiti kesinleşmişse tapu kapsamı hesaplanırken bu durum gözönünde bulundurulmalı, tapu kaydının miktar fazlasının sınırdaki ormandan kazanılmaya çalışıldığı kabul edilmeli ve bu bölüm yönünden zilyedlik süresi ne olursa olsun dava reddedilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükme yöneltilen temyiz itirazlarının kabulü ile usûl ve kanuna uygun olmayan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2013 günü oy birliği ile karar verildi.