Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar (karşı davanın davalıları), miras bırakanları K.K.nun 11.11.2002 tarihinde öldüğünü, davalı murisin eşi N.ile muristen intikal eden taşınmazlardaki miras payının tamamının 300.000.-TL bedelle satımı konusunda anlaştıklarını, işlemlerin yapılabilmesi için 11.6.2003 tarihinde Kadıköy 6. Noterliğince davalı tarafından İ.ve Y. K."in vekil tayin edildiğini ve noter huzurunda ibraname düzenlendiğini, noterde düzenlenen belge ile Türk Medeni Kanununun 677. maddesi uyarınca mirasçılar arası pay temlikinin gerçekleştiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı (karşı davanın davacısı), vekaletname ve ibranamenin hile ve baskı kullanılarak alındığını, gerçek iradesini yansıtmadığını, 17.6.2003 tarihinde vekilleri azlettiğini bildirip, davanın reddini savunmuş, karşı dava ve birleşen dava ile vekil Y.K.tarafından davacı karşı davalılara azilden sonra 3 parça taşınmazdaki paylarının satış suretiyle devredildiğini ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Asıl davanın reddine, karşı dava ve birleşen davanın ise 300.000.-TL bedelin iadesi koşuluyla kabulüne dair karar, Dairece;" Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/700 esas sayılı dosyasının eldeki dava dosyası ile 18.11.2003’te birleştirilmesine karar verilmiş ve mahkemece birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olduğu halde, hükmün 5 nolu bendinde, çekişmeye konu edilen 9886 ada 2 parsel hakkında bir hüküm kurulmamış olması doğru olmadığı gibi, 1168 ada 5 parseldeki 10 nolu bağımsız bölüm hakkında iki defa kabul kararı verilmiş olması da doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece, bozma ilamına uyularak; asıl davada davanın reddine dair karar kesinleşmiş olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava ile birleşen 2003/700 esas sayılı davaların kabulüne karar verilmiştir.
  Karar, davacılar (karşı davanın davalıları) tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi E.S.ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, birleşen ve karşı dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda asıl davada karşı davanın reddi ile ilgili karar kesinleştiğinden yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiş, ancak temyiz aşamasında usulüne uygun olarak tevsik edilmiş dilekçeleri ile, davacılar H. ve Ş. K. vekilinin 29.12.2010 tarihinde, Karşı davanın davacısı N.K.vekilinin de, 30.12.2010 tarihinde davalarından feragat ettiklerini bildirdikleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; HUMK."nun 91 ve 95.maddesi uyarınca feragat kat"i hükmün hukuki neticelerini doğurur ve davanın her aşamasında başka bir ifadeyle yargılama sonuçlanıp, hükmün kesinleşmesi tarihine kadar davadan feragat edilebilir.
O halde, mahkemece tarafların feragat dilekçeleri doğrultusunda bir karar verilmek üzere hükmün  HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  14.4.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.