8. Hukuk Dairesi 2011/4934 E. , 2011/5600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.05.2011 gün ve 678/347 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili ile diğer davalılar ... ve ... taraflarından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.11.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı ... geldiler. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ..., ölü eşi ... ile müşterek çocukları olmadığını, ...’nin kardeşleri davalılar ile mirasçı olduklarını, muris ...’nin bakıma muhtaç olması sebebiyle kendisinin eşini bırakıp kaçacağını düşünen davalıların 30.7.2002 tarihli adi yazılı belge ile 7070 parsel üzerindeki binanın 5 numaralı bağımsız bölümündeki miras haklarından feragat ettiklerini ancak tapuda rızaen devir yapmadıklarını açıklayarak taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile tamamının adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ...,...ve ..., murisleri ...’nin sağlığında davacının baskısı sebebiyle dayanak belgenin düzenlendiğini, amaçlarının taşınmazı davacıya devir olmadığını, belgenin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, davalılardan ... vekili de, belgenin murisin sağlığında düzenlendiğini ve murisin katılımı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, belgenin davacının, murisi eşine bakması karşılığı şartlı olarak taraflarca düzenlendiğini ve şartlı bağışlama taahhüdü olarak kabulü gerektiği, davacının ölene dek eşi ...’ye bakması sebebiyle şartın gerçekleştiği, her ne kadar bağışlama taahhüdü kanunda öngörülen şekilde yapılmamış ise de, aradan geçen zaman ve bu zaman içinde taşınmazı davacının kullanması sebebiyle davalı mirasçıların bağışlamaya zımnen onay verdikleri ve hakkaniyet de dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... vekili ile diğer davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 7070 ada parsel üzerindeki binanın 1.normal kat 5 nolu meskeni ... adına tapuda kayıtlı iken 27.5.1992 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 27.5.1992 tarihinde satışından oğlu ... adına tapuda kayıtlıdır. ... 4.2.2008 tarihinde ölmüş geride eşi davacı ile kardeşleri davalıları mirasçı olarak bırakmıştır.
Dava adi yazılı şekilde 30.7.2002 tarihli belgeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın dayanağı belgenin şartlı bağışlama taahhüdü niteliğinde olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık adi yazılı belgenin niteliği ve geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı üç kişinin imzasını taşıyan ve iki tanığın da imzası ile iştirak ettiği 30.7.2002 tarihli belgede “…Becergen apartmanı 2.katta bulunan tapuda ... adına kayıtlı evden eşi ..., ... ile evli kaldığı ve birlikte yaşadığı sürece ...’nin ölümünden sonra evden hiçbir hak talep etmeyeceğiz…” yazılı olduğu görülmektedir. Belgenin düzenlendiği tarihte tarafların murisi ...henüz ölmemiş olup sağdır. Murisin ölüm tarihi, taşınmazın tapuda kayıtlı oluşu, belgede mirasçılardan üçünün imzasının bulunması ve belge içeriği birlikte değerlendirildiğinde; belgede mirasçılardan ... yer almadığı gibi muris ...’nin belgenin düzenlendiği tarihte sağ olması ve belgede yer almaması, bizzat imzasının da bulunmaması sebebiyle belgenin TMK’nun 677 ve 678. maddelerine göre miras payının devri niteliğinde olmadığı, hukuki sonuç doğurmayacağı, yasada belirtildiği üzere resmi şekilde yapılmamış olmasından dolayı mirastan feragat sözleşmesi (TMK’nun 528 ve 545.maddeleri ile 11.2.1959 tarih 16/14 sayılı YİBK) veya şartlı bağışlama taahhüdü (Borçlar Kanununun 238.m.) olarak da nitelendirilemeyeceği açıktır. Henüz kazanılmamış haktan vazgeçilmesi veya mirasın reddinin de bağışlama olmadığı konusunda duraksama yoktur. Aradan geçen zaman sebebiyle resmi şekilde yapılmayan sözleşmenin geçerli hale gelmesi, hukuki değer kazanması da kabul edilemez. Bu açıklamalar karşısında mahkemece davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken dayanak belge hatalı şekilde değerlendirilerek şartlı bağışlama taahhüdü olarak kabul edilip yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenle davalılardan ... vekili ile diğer davalılar ... ve ...’nin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici madde 3. yollamasıyla HUMK nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine
ve 408,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 01.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.