12. Ceza Dairesi 2013/28864 E. , 2014/16649 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi Ve Kayda Alınması
Hüküm : Beraat
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TCK"nın 133. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşabilmesi için; iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi gerekmekte olup; eğer kişiler arasındaki konuşma “haberleşme” niteliğinde ise yani bir haberleşme aracı ile yapılıyorsa bu takdirde, bu konuşmaları dinleme, kaydetme ve ifşa fiilleri 133. maddenin değil 132. maddede tanımlanan suçların konusunu oluşturacağı, TCK"nın 132. maddesinin 3. fıkrasında, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa etmesi eyleminin suç olarak tanımlandığı, bu suçun oluşabilmesi için ifşanın aleni olarak gerçekleştirilmesi gerektiği, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmeyi kaydetmesinin suç olarak kabul edilmemiş olup suç olanın haberleşmenin ifşası olduğu ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntülerini dinleme, izleme ya da kaydetme eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği,
Dosya içeriği, sanıkların savunmaları ve ses kayıt dökümlerine göre; sanık ..."nın, katılanlardan ..."ın oğlu, Yavuz"un ise kardeşi olduğu, sanık ..."nın, eski eşi tanık ... ile evlenmesi nedeniyle taraflar arasında husumet bulunduğu, olay günü, sanık ..."nın, kendi telefonunun arızalı olması nedeniyle arkadaşı sanık ..."ten telefonunu ödünç alarak konuşmak için kardeşi katılan ..."u aradığı, telefonda konuşmanın tartışmaya dönmesi üzerine sanık ..."nın telefonun hoparlörünü açtığı ve kayıt yapma özelliğiyle konuşulanları kaydetmeye başladığı, konuşma sırasında katılan ..."un, kardeşi sanık ..."yı tehdit ettiği ardından katılan ..."un yanında olan babası katılan ..."ın, telefonu Yavuz"dan alarak oğlu sanık ... ile Nida"nın eski eşi tanık ..."e sinkaflı küfürler ettiği, sanık ..."nın telefonun hoparlörü açık olduğundan yanında bulunan sanık ... ile eski eşi tanık ..."in katılanların tehdit ve hakaret içerikli sözlerini duyduğu, bilahare sanık ..."nın tehdit ve hakaret içerikli konuşmalarının yer aldığı CD"yi Cumhuriyet Başsavcılığına delil olarak ibraz ederek katılanlar hakkında şikayetçi olduğu olayda; sanık ..."nın katılanlarla yaptığı haberleşme içeriklerinin kaydedilerek, sanık ... tarafından ifşa edilmesi nedeniyle sanıkların eyleminin sübutu halinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu değil, TCK"nın 132. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi ile aynı maddenin 3. fıkrasına uyan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağı, fakat, sanık ..."nın, katılanlar tarafından kendisine karşı işlenen tehdit ve hakaret suçları nedeniyle başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken tehdit ve hakaret sözlerini içeren görüşmeyi kayda aldığı ve aleyhine işlenen suçların ispatı için ses kayıtlarını adli makamlara teslim ettiği, sanık ..."nın eylemini hukuka aykırı kabul etmenin mümkün olmadığı gibi bu halde hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de sözedilemeyeceği, sanık ..."nın, sanık ..."in telefonuna kendi sim kartını takıp kardeşi tanık Yavuz"u aradığı, telefonun hoparlörünü konuşulanları duyulması için açtığı, böylelikle sanık ..."in ve bir süre sonra eve gelen tanık ..."in konuşulanlara şahit olduğu, ses kaydını sanık ..."nın gerçekleştirip adli makamlara verdiği, eylemin oluş biçimine göre, sanık ..."in, sanık ... ile birlikte ses kaydı yapma ve konuşma içeriğini ifşa etme kastı bulunmadığı gibi bu fiilleri diğer sanık ... ile birlikte işlemediği anlaşıldığından, sanıkların beraatlerine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, sanık ..."ya yüklenen suçun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği, sanık ..."e yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılanlar vekilinin göreve, sübuta, atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle beraata ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.