MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davada; 02.02.2008 tarihinde meydana gelen doğalgaz patlaması sonucu yaralanmaları nedeniyle davacılardan ... için 100.000 TL, ...için ayrı ayrı 50.000’er TL manevi tazminat ile tedavi gideri ve eşya, araç hasar bedelinin kusurlu davalılardan tahsili istenilmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile .. için 40.000 TL manevi 1625 TL maddi tazminatın, ... için 20.000 TL manevi, 3.956,25 TL.maddi tazminatın, Kamil için 22.000 TL manevi tazminat olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline ilişkin verilen hüküm, Dairemizin; 17.12.2012 tarih ve 2012/20161 E.-2012/25850 K.sayılı ilamı ile “...davacılardan ...’ın 25 gün iş ve gücünden kalacak şekilde, diğerlerinin basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralandıkları, bu kapsamda davalıların tam kusurlu olmaması, davacıların yaralanma dereceleri (22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile BK. 47.maddesi de gözetilerek) dikkate alındığında, davacılar yararına takdir edilen tazminatın fahiş olduğu; daha azına hükmedilmesi gerektiği” belirtilerek bozulmuştur.
Dairemizin bozma ilamına uyularak mahkemece; davacı ... için 20.000 TL, ... ve .... için 10.000’er TL, ....için ise 11.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Ancak, mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak karar verilmiş ise de, fahiş olma ölçüsünde hataya düşülmek suretiyle manevi tazminat miktarı çok yüksek tayin edilmiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamında manevi tazminatın takdirine ilişkin açıklanan ilkeler dikkate alınarak, her bir davacının yaralanma derecesi, olay tarihi ve olayın oluş biçimi göz önünde bulundurulmak suretiyle ve manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayacağı dikkate alınmak suretiyle daha alt düzeyde manevi tazminata hükmolunmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.