3. Hukuk Dairesi 2020/551 E. , 2020/1813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... dışındaki diğer davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan ...’nın sahibi olduğu ... Eczanesi’nin, gerçek işletenlerinin diğer davalılar olduğunu, yapılan soruşturma sonucunda ...’nın sahte reçete tanzim edip kuruma fatura ederek, diğer davalılar ile el ve işbirliği içinde kurumun 18.858.51 TL zararına sebebiyet verdiklerinin belirlendiğini, zarardan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek asıl alacağın, dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...; Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde olay ile ilgili olarak 2000/249 Esas ile kamu davası açıldığını, ceza yargılamasının neticesinin beklenmesi gerektiğini, reçetelerde imzasının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalılar; dava konusu eczaneyi işletmediklerini, hatır için eczacı adına tahsilat yaptıklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere 8.577.387.820 TL alacak ile dava tarihine kadar işlemiş 10.243.909.420 TL faiz olmak üzere toplam 18.821.297.240 TL’nın dava tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı idareye verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar, davalı ... dışındaki diğer davalılar vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 20.4.2011 tarihli, 2010/11102 Esas, 2011/6288 Karar sayılı ilamıyla "Mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeden karar verilmiş ve bu arada ceza davası da zamanaşımı nedeniyle
düşürülmüştür. Artık bu aşamada değinilen bu yön gözetilerek söz konusu ceza davasının kesinleşmesinin, “bekletici sorun” yapılması gerekmemekte ise de, ceza davasında tespit edilen maddi olgularla bağlı olunduğundan mahkemenin ceza dosyasını celp ederek gerekirse sahteciliğin belirlenmesi yönünde her iki dosyada mevcut tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, konusunda uzman bilirkişi heyeti marifetiyle taraf ve Yargıtay denetimine uygun rapor tanzim ettirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir" gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; 7.546,39 TL kurum zararı, asıl alacak ve 9.012,60 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 16.559,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı idareye ödenmesine, asıl alacak tutarı 7.546,39 TL üzerinden dava tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... dışındaki diğer davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalılardan ...’nın ... Eczanesi’nin sahibi olduğunu, ancak eczanenin diğer davalılar tarafından işletildiğini, bu durumun; Eczacı ... tarafından, davalılardan ... ve ...’a vekalet vermek suretiyle eczanenin yönetimini devretmesinden, diğer davalılar yönünden de kurumdan yapılan tahsilatlarda imzalarının bulunmasından anlaşıldığını, davalıların kuruma sahte reçete fatura etmek suretiyle kendisini zarara uğrattıklarını iddia ederek işlemiş faizi ile birlikte 18.858.51 TL zararın; asıl alacak kısmına dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiz ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ...; Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne olay ile ilgili olarak 2000/249 Esas ile kamu davası açıldığını, ceza yargılamasının neticesinin beklenmesi gerektiğini, reçetelerde imzasının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiş, diğer davalılar da; dava konusu eczaneyi işletmediklerini, hatır için eczacı adına tahsilat yaptıklarını savunmuşlardır. Mahkemece davalılardan ..."nın Diyarbakır Çermik İlçe Merkezi’nde bulunan ... Eczanesi’nin ruhsat sahibi, diğer davalılar Murat, Şeyhmus, Mehmet Ferhat, Yaşar Ağaçhanlı ile ..."ın ise ilgili eczanenin fiilen sahibi ve işletmecisi konumunda oldukları, eczane ile ilgili olarak davalılarca düzenlenen reçete, ilaç küpürü ve belgeler üzerinde Maliye Bakanlığı tarafından yapılan incelemede bir kısım reçetelerin sahte olduğu, sahte mühürler ile onaylandıkları ve davacı Kuruma faturalandırıldığı, bu şekilde Kurumun zarara uğratıldığı, davalı sanıklar hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de, hukuk hakiminin tespit edilen maddi olgularla bağlı olması ve ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporu ile davalıların, sahte reçete ve küpürler kullanmak suretiyle Kurumu zarara uğrattıkları sübuta erdiğinden, benimsenen 30/09/2014 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de hükme esas alınan bilirkişi raporu; davaya konu olan reçetelerin hangilerinin davalı eczaneden fatura edildiği, hangilerinin gerçek, hangilerinin sahte olduğu araştırılmadan, yetersiz bir şekilde düzenlenmiş olduğundan bu rapora itibar edilemez ve bu rapor doğrultusunda karar verilemez. Hal böyle olunca ceza dosyası getirtilerek, taraflar arasındaki uyuşmazlığa
uygulanan sözleşme hükümleri ile sonraki tarihlerde yürürlüğe giren sözleşme hükümleri değerlendirilmek suretiyle konusunda uzman bilirkişi heyetince davacının zarar miktarı, davalılardan hangilerinin sahtecilik eylemine iştirak ettiği, ... dışındaki davalılardan hangilerinin eczaneyi işlettiği tespit edilmelidir. Sahte olduğu belirlenen ve davalılardan bu sahteciliğe iştirak ettiği ispatlanan kişilerin taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve ilgili mevzuata göre sorumlulukları belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ... dışındaki diğer davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenler ile davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.