Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1536
Karar No: 2021/6501
Karar Tarihi: 14.06.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/1536 Esas 2021/6501 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/1536 E.  ,  2021/6501 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
    MAHKEMESİ : KOCAELİ 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; bölge adliye mahkemesince 18.01.2021 tarihli ek karar ile davacının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş olup, bu defa davacı vekili tarafından ek karar temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalıların murisi olan ..."in Kocaeli İli, ... İlçesi"nde (daha önce İzmit İlçesi) kain olup, kendisine ait büyük yüzölçümlü parselinden evinin arkasında kalan 4 dekarlık kısmını 13.08.1984 tarihli kendi el yazılı satış taahhüdünden de anlaşılacağı üzere metrekaresi 750,00 TL"den (eski TL) 3.000.000,00 TL bedelle kendisine sattığını, karşılığında toplam 19.000,00 DEM (Alman Markı) ödeme yaptığını, davalıların murisi satıcı ile yurt dışından geldiği dönemlerde görüşüp tapu devri yapacağına dair telkinlerine inanarak yurt dışında olması nedeniyle de yıllarca beklediğini, murisin vefatından sonra davalılarla da defalarca kez görüştüğünü ancak çözüm bulamadığını, davalıların gayrimenkulün tapu devrini, bedeli ödenmesine rağmen yapmayarak edimlerini yerine getirmediklerini, bu nedenle anılan gayrimemkulün güncel değeri kadar zenginleşmiş olduklarını beyan ederek şimdilik 50.000,00 TL tazmiatın 13.08.1984 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte miras hisseleri oranında davalılardan tahsilini istemiştir.
    Davalılar; davacının istemlerinin yasal olmadığı ve zamanaşımına uğradığını, murisin 1996 yılında vefaat ettiğini, davacının hukuki bir engel bulunmamasına rağmen muristen taşınmazın devri ve tescili hakkında talepte bulunmadığını, ayrıca taşınmazın güncel değerinin istenemeyeceğini, sözleşmenin hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; davacının tanığı olan eşinin, davalıların 15 yıl önce dava konusu taşınmaza diktikleri ağaçların kesilmesini eşinin kardeşine söylediklerini, yurtdışından geldiklerinde ağaçların kesildiğini gördüklerini, tapu olmadığı için bir şey yapamadıklarına dair beyanı ile davacının davalıların ferağ verme yönündeki ümidinin kesildiği tarihin 15 yıl önce olduğu kanaatiyle, satış taahhütü verilmesi ve bedelin ödenmesinin de 1984 yılında gerçekleştiği hususuları birlikte değerlendirildiğinde 10 yıllık zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımı yönünden usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; tanık beyanlarından ve dava dilekçesinden, 13.08.1984 tarihli yazıdan taşınmazın 1984 yılında satışının yapıldığının anlaşıldığı, ayrıca 15 yıl öncesine kadar davacı tarafın taşınmazdan ağaç dikmek suretiyle faydalandığı ancak ..."in çocuklarının talebiyle bu ağaçların kesildiği hususunun ve davacı tarafın, bu tarihte davalılarca taşınmazdan faydalandırılmalarının sonlandırıldığının açık olduğu, davacının bu talep üzerine ağaçları kesmek suretiyle, tapu devir işleminin yapılacağına olan ümidinin sona erdiği, bu nedenle mahkemece onbeş yıl kadar önce olduğu açıklanan bu durumun zamanaşımı başlangıç tarihi olarak kabulü ile davanın on yılık genel zamanaşımı süresinin dolması sebebiyle vermiş olduğu kararın yerinde olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Bölge adliye mahkemesince 18.01.2021 tarihli ek karar ile davacının temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş olup, bu karar süresinde temyiz edilmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tuttuğu anlaşılmakla dava dilekçesinde belirtilen değere göre kararın kesin olduğu kabul edilemeyeceğinden usul ve yasaya uygun bulunmayan ek karar kaldırılarak davacı vekilinin temyiz talebi esasa yönelik olarak incelenmiştir.
    2-Dava konusu uyuşmazlık; tapulu taşınmaza ilişkin adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi talebine ilişkindir.
    Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
    Borçlar Kanunu"nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (TBK"nın 77 ve devamı maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
    Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
    Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından, hukuken geçersizdir (TMK"nın md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar, verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nın 125.maddesine (6098 sayılı BK."nın 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca, zamanaşımı borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar.
    Bundan ayrı olarak, zilyetlik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlemeyeceği açıktır. Satışa konu taşınmazın zilyetliği alıcıya devredilmiş ise zamanaşımı işlemez.
    Somut olayda, bölge adliye mahkemesince davacı tarafın taşınmazdan ağaç dikmek suretiyle faydalandığı ancak ..."in çocuklarının talebiyle bu ağaçların kesildiği ve davacının bu tarihte taşınmazdan faydalandırılmasının sonlandırıldığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin zamanaşımının dolduğu kanaatinin yerinde olduğu belirtilmiştir, oysa davacının dayandığı satış taahhüdünde zilyetliğin devri ile ilgili bir açıklama bulunmamakta olup dosya kapsamında da davacının taşınmaz üzerinde zilyetliğinin devam edip etmediği, etmiyorsa ne zaman sonlandırıldığı yönünde bir araştırma bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; mahkemece davacının dava konusu taşınmaza zilyetlik durumu araştırılarak sonucuna göre inceleme ve değerlendirme yapılması suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nin 18.01.2021 tarihli davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasına, ikinci bentte açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 14/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi