Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1934
Karar No: 2019/5476
Karar Tarihi: 09.12.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1934 Esas 2019/5476 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/1934 E.  ,  2019/5476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki istirdat davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı bankanın Genel Kredi Sözleşmesi"ne dayanarak davacı hakkında iki ayrı icra takibi başlattığını, Genel Kredi Sözleşmesi ve ekindeki taşıt rehin edilmesi ile ilgili sözleşmelerde davacının imzası olmadığı halde icra takibinin ısrarla devam ettirildiğini, Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2010/257 Esas numarası verilen menfi tespit davasını açtıklarını, verilen kararın Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiğini, buna rağmen davalı bankanın kamu görevlisi olan davacının maaşından kesinti yapmak sureti ile gerçekte olmayan alacağını tahsil etmek istediğini, davalının başlattığı icra takipleri nedeni ile ekonomik zorluğa düşen davacının borç batağına sürüklendiğini, aile yaşamının bundan etkilendiğini ileri sürerek, davacı tarafından banka hesaplarına yatırılan 10.500,00 TL"nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan geri alınmasına, haksız kesintiler nedeni ile oluşan 25.000,00 TL maddi tazminat ile davacının duyduğu acıların bir ölçüde giderilebilmesi için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı alacağının zamanaşımına uğradığını, menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanıp kesinleşmesi üzerine davacının maaşından yapılan kesintilerden oluşan miktarın davacıya iade edildiğini, ödeme emri tebliğ edilip icra takibinin kesinleşmesine ve maaştan kesinti yapılmasına rağmen davacının bu işlemlere uzun süre sessiz kaldığını, davacının ekonomik zorluğa düşmesinin tek nedeninin maaşından yapılan kesinti olmadığını iddia ederek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, istirdat talebi yönünden dava açıldıktan sonra davalı bankaca talep edilen miktarın davacıya ödendiği gerekçesiyle bu kısımla ilgili esasa hakkında karar verilmesine yer olmadığına, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden ise sözleşmelerdeki imzanın davacıya ait olmadığının davalı banka tarafından bilinmesi zorunluluğunun olduğu, üstelik açılmış bir menfi tespit davası mevcut olup yargılama sürmekte iken dahi davacının maaşından kesinti yapmak sureti ile davacıdan gerçekte alacaklı olmadığı halde tahsilât yapmaya davalı bankaca devem edildiği, bu şekilde davacının ekonomik olarak zorluğa düşmesine neden olduğu, bu haksız kesintiler nedeni ile davacının maddi ve manevi zararlarının oluştuğu kabul edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2016/7692 esas ve 2017/3067 karar sayılı ve 18.11.2013 tarihli bozma ilamında, “1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine karşı süresinde itiraz edip icra takibini durdurmadığı somut olay bakımından da manevî tazminat şartları oluşmadığından manevî tazminata karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının 10.500,00 TL’lik maddi tazminat talebi yönünden dava açıldıktan sonra 10.500,00 TL’nin davacıya ödenmesi nedeni ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı, 25.000,00 TL’lik maddi tazminat talebi yönünden ise davanın kısmen kabulü ile 23.990,71 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair mahkemenin 2012/182 Esas 2015/1830 Karar sayılı ilamı ile verilen hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olması nedeni ile bu talepler yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararı gereğince davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1) Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
    2) Mahkemece verilen 2012/182 esas ve 2015/1830 karar sayılı ve 24.12.2015 tarihli ilk karar Dairemizin 2016/7692 esas ve 2017/3067 karar sayılı ve 18.11.2013 tarihli kararı ile bozularak tamamen ortadan kalkmış olduğundan mahkemece bozmaya uyularak verilen yeni kararın hüküm fıkrasının 1. bendinde bozma dışında kalan talepler yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi doğru değildir. Davacının bozma dışında kalan talepleri maddi bakımdan kesinleşmiş olsa da şeklî bakımdan kesinleşmiş olmadığından bozmaya uyularak verilen yeni kararda bu konularda yeniden karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi