3. Hukuk Dairesi 2020/1038 E. , 2020/1822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki muarazanın men’i davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; sahip olduğu göz hastalıkları merkezi hakkında, davalı kurum tarafından, farklı işlemlerle, taraflar arasındaki sözleşme maddelerine aykırı olarak “yönlendirme” yapıldığından bahisle 2009 Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi’nin 3.1.14. maddesine göre 8 ayrı fatura dönemi için toplam 80.000,00 TL olarak düzenlenen cezai şartın ve yine sözleşmede belirlenen 5.1.2 maddesine aykırılık nedeniyle “günlük 50 hasta sınırının aşılması” fiiline dayalı olarak 10.000,00 TL olarak düzenlenen cezai şartın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek iptali ile, iptal edilmez ise yapılacak ödemelerin tarafına iadesini talep etmiştir.
Davalı, yapılan incelemeler sonucu; davacı yanın sözleşmenin 3.1.14 maddesi ile 5.1.2 maddesine aykırılıklarının tespit edilerek, mevzuat ve sözleşme uyarınca cezai işlemlerin uygulandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; günlük 50 hasta sınırının aşıldığına ilişkin iddianın tarihlerle somut olarak saptanması nedeni ile bu fiil için ceza uygulamasının yerinde olacağı ancak fiil ile uygulanan ceza arasındaki nispetsizlik yönünden indirime gidilmesi gerektiği dikkate alınarak; davacıya kesilen cezai şartın 1/2 oranında tenkisi ile 5.000,00 TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 03.04.2017 tarihli, 2015/12265 Esas, 2017/3875 Karar sayılı ilamıyla "Davacının iptalini istediği cezai işlemlerin temeli, sözleşmede yasaklanan yönlendirme fiili ve günlük 50 hasta aşımına ilişkindir. Mahkemece, günlük 50 hastanın aşılmasına ilişkin taraflar arasındaki sözleşmenin 5.1.2 maddesine aykırılıktan düzenlenen cezai şart hükmü tartışılmış, ancak bir diğer dava konusu sözleşmenin 3.1.14 maddesindeki yönlendirme fiili kapsamında bir değerlendirme yapılmamış, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. ...297/c-2 maddeleri kapsamında mahkemece öncelikle talepler ve dava değeri belirlenmeli ve bu talepler hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, davacının sözleşmenin 3.1.14 maddesine aykırılık nedeniyle uygulanan cezai işlemin iptaline yönelik davasının kabulüne, sözleşmenin 3.1.14 maddesine aykırılık nedeniyle uygulanan toplam 30.000,00 TL"lik cezai işlemin iptaline, davacının sözleşmenin 5.1.2 maddesine aykırılık nedeniyle uygulanan cezai işleme yönelik işlemin tümden iptalini içerir davasının kısmen kabulüne, bu bağlamda tenkis talepleri uyarınca sözleşmenin 5.1.2 maddesi uyarınca uygulanan 10.000,00 TL"lik cezai işlemin 1/2 oranında tenkis edilerek 5.000,00 TL"lik kısmının iptaline, bu maddeye aykırılık nedeni ile cezai işlemin 5.000,00 TL olarak uygulanmasına, bu şekilde taraflar arasında oluşan muarazanın giderilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Somut uyuşmazlıkta; davacı, hasta yönlendirmesi yaptığı gerekçesiyle hakkında, davalı kurum tarafından 01/09/2009 tarihli yazı ile sözleşmenin 3.1.14 maddesini ihlal ettiği iddiasıyla Aralık 2008 ayı için 10.000,00 TL, Ocak 2009 ayı için 10.000,00 TL olmak suretiyle toplam 20.000,00 TL cezai şart uygulandığını, 01/09/2009 tarihli yazı ile yine sözleşmenin 3.1.14 maddesini ihlal ettiği iddia edilerek Mart 2009 ayı için 10.000,00 TL cezai şart uygulandığını, 08/06/2010 tarihli yazı ile yine sözleşmenin 3.1.14 maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiği ileri sürülerek Temmuz 2008, Ağustos 2008, Eylül 2008, Ekim 2008, Kasım 2008 ayları için her aya ait 10.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL cezai şart uygulandığını ve 25.09.2009 tarihli yazı ile günlük 50 kişi muayene sınırını aşmamak için gerçeğe aykırı kayıt ve reçete düzenlemesinden bahisle sözleşmenin 5.1.2 maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiği gerekçesiyle de 10.000,00 TL"lik cezai şart uygulanmasına karar verildiğini, davalı tarafından sözleşmenin 3.1.14. maddesine göre toplam 80.000,00 TL cezai şart uygulandığını, 5.1.2. maddesine göre de 10.000,00 TL ceza verildiğini beyan etmekle bu davasında toplam 90.000,00 TL cezai şartın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf, optik işyerleri tarafından köylerden araçlarla hasta toplanarak davacı göz merkezine getirilerek muayene edildikten sonra optik işyerlerinden reçetelerinin verildiğinin anlaşıldığı, ayrıca günlük 50 hasta sınırının aşılmaması için hastaların reçete tarihlerinde oynamalar yapıldığını savunarak uyguladıkları cezai işlemlerin aralarındaki sözleşme hükümlerine ve mevzuata uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya aralarındaki sözleşmenin 3.1.14.maddelerini ihlal etmekten dolayı borçlu olduğu miktarın 30.000,00 TL olduğu şeklinde hüküm kurulmuş ise de mahkeme kararından ve dosya içeriğinden hükmün bu miktarının hangi talebe ait olduğu anlaşılamamaktadır. Bu husus gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak iptal edilen 30.000,00 TL davalı alacağının hangi ay faturası için verilmiş cezaya ilişkin olduğu belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ( ... ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık ... -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara
uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan "irade özgürlüğü","sözleşme serbestisi" ve "sözleşmeye bağlılık" ilkelerinden sapma tehlikesi ortaya çıkar. Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumunun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir.
BK.nun 19. maddesindeki buyurucu hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi sınırları içinde taraflar diledikleri gibi sözleşme yapabilirler. Sözleşme ilkesine egemen olan ve öncelikle uyulması ve uygulaması gereken hükümler sırasıyla, amir hükümler ve amir hükümlere aykırı olmamak kaydıyla tarafların kendi kararlaştırmalarıdır. Sözleşmeyi geçersiz saymak tarafların amacına aykırı düşer.
Sözleşme serbestisi ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile davacı tarafın tacir olduğu ve basiretli olarak kabul edildiği dikkate alındığında, somut olayda taraflar arasında yapılmış olan sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinin 5.1.2. maddesine göre; davacı taraf 50 hasta sınırının geçilmemesi için gerçeğe aykırı kayıt yapması halinde hakkında cezai şart uygulanmasını kabul etmiştir. Bu hükmün ilgili uyuşmazlıkta uygulanmaması hatalıdır. Mahkemece ahde vefa ilkesi gereğince dava konusu cezai şart hakkında bir karar verilmesi gerekirken, sözleşme ve yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek cezai şart miktarı üzerinden indirim yapılması suretiyle hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenler ile davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.