3. Hukuk Dairesi 2020/16 E. , 2020/1840 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; işlenerek donduruculara konulan etlerin, davalının gerçekleştirdiği habersiz ve uzun süreli elektrik kesintisi nedeniyle bozularak zayi olduğunu, yaptırılan delil tespiti neticesinde 22.500,00 TL tutarında zarara uğranıldığının belirlendiğini ileri sürerek, 22.500,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 04.07.2014‘ten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; arıza bakım ve onarım işlerinin ...Elek. İnş. Tic. San. Taah. Ltd. Şti"ne ihale yolu verildiğini, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, delil tespiti dosyasına sunulan ... İşletme Şefliğince verilen cevabi yazıda belirtilen kesinti sürelerinin normal şartlarda etin bozulmasına sebebiyet verecek süreler olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporlarından, davacı derneğe ait kuran kursunda bulunan etlerin yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle bozulduğu ve kullanılamaz hale geldiği, bozulan etlerin değerinin 22.500,00 TL olduğu, davalının elektrik iletim ve dağıtımından sorumlu olması nedeniyle arıza ve onarım işlerinin başka bir şirketçe yapılmasının davalıyı sorumluluktan kurtarmayacağı gerekçesiyle; davanın kabulüne, 22.500,00 TL"nin 13.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 29.03.2017 gün, 2015/16551 Esas, 2017/423 Karar sayılı ilamı ile “ ...hükme esas alınan delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporunun denetime açık, yeterli ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı bu nedenle mahkemece; olay tarihinde yürürlükte bulunan kanun ve yönetmeliklerde davalı tarafa, elektrik kesintilerinin hangi hallerde ve ne kadar süre ile yapılabileceği konusunda
cevaz verildiğinin araştırılması, buna göre davalı ... Elektik Dağıtım Şirketi"nin 20.10.2014 tarihli cevabi yazısında olay tarihinde yapıldığı belirtilen elektrik kesinti sürelerine ilişkin bir değerlendirme de yapılmadığı bu haliyle gıda mühendisi ve elektrik mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile yeniden rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı" gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; mahkemece, davacı tarafın “Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Eğitim ve Öğretimine Yönelik Kurslar İle Öğrenci Yurt Ve Pansiyonları” Yönetmeliği’nde belirtilen olayı önlemeye yönelik gerekli eşyalara sahip olmadığı, olayda sığır etlerinin yanlış yükleme ve depolama tekniği kullanması nedeniyle ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava; elektrik kesintisi nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı taraf, aralıksız dört gün süren elektrik kesintisi nedeniyle depolanan etlerin zayi olduğu iddiasında bulunmuş; mahkemece, bozma öncesinde sadece delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiş, kararın davalı tarafça temyizi sonrasında Dairemizin yukarıda yazılı bozması sonrasında mahkemece yeniden yargılama yapılarak bilirkişi raporu alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda;“ kesintinin 24 saatten fazla sürmesi hususunda varsa tanık beyanları ve mahkemenin de bu yönde karar kılması hali dışında “davaya konu etlerin bozulmasının ve bu nedenle ortaya çıkan zararın derin donduruculara kapasitelerinin çok üzerinde ve uygun olmayan teknikle yükleme yapılmasından kaynaklandığı görüşüne yer verildiği mahkemece rapora atıfla davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada bozmadan sonra bilirkişi raporu alındıktan sonra taraflarca isimleri bildirilen tanıklar dinlenmiş, akabinde davalı şirkete olayın meydana geldiği 04.10.2014-08.10.2014 tarihleri arasında kaç kez ve ne kadar süre ile elektrik kesintisi yaşandığının bilgisi yeniden sorulmuştur. Tanıkların, kesintinin aralıksız 4 gün boyunca sürdüğünü ifade ettikleri, davalının yazı cevabında dava konusu dönemde çağrı arıza kayıt sisteminin olmadığı bu nedenle net bir bilgi bulunmadığı belirtilmiş, cevap ekinde ise arıza kayıtlarına ilişkin fotokopi belgesi sunulmuş ise de; fotokopi belgede parmaksız köyüne ait herhangi bir kayda yer verilmediği görülmüştür. Bu haliyle kesintinin dört gün süre ile gerçekleştiği bu durumun aksini gösterir, davalının delil dosyasına sunduğu yazı cevabı dışında bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
Oysa; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; görüşlerinin, kesintinin kısa süreli olması halinde gereçekleşecek sonuca ilişkin olduğu açıklanmıştir. Bu nedenle mahkemece kesintinin dört gün süre ile aralıksız şekilde devam ettiğine ilişkin deliller gözardı edilerek- rapor içeriğindeki kesintinin 24 saatten daha fazla sürmesi halini ayrıksı tutan kısımlara değer verilmeksizin- karar vermesi doğru olmamıştır.
08 Mayıs 2014 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin kapsam başlıklı 2/1 a maddesi gereğince; hizmet verenlerin yeterli kaliteli ve sürekli elektrik enerjisi sunacak şekilde hizmet vereceği, 17/1. maddesinde Dağıtım şirketleri ile görevli tedarik şirketleri tarafından, faaliyet konuları ile ilgili olarak arıza bildirimi, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanım ihbarları, ödeme bildirimlerine ilişkin itirazlar, şikâyetler ve benzeri konularda yapılan başvuruların cevaplandırılması için, yeterli donanım ve personele sahip tüketici hizmetleri merkezlerinin kurulacağı, 19/1.maddesinde Dağıtım şirketi ile görevli tedarik şirketlerinin, tüketicilerin yeterli, güvenli, sürekli ve kolay bir şekilde hizmet almalarını ve hizmet seçeneklerini öğrenmelerini teminen, gerekli bilgilendirme faaliyetini, yerine getirmekle yükümlü olduğu, 19/5. maddesinde ise, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi, tüketicileri dağıtım veya iletim sisteminde programlanmış bir müdahale nedeniyle meydana gelecek programlı kesintiler hakkında yazılı, işitsel veya görsel basın yayın kuruluşları aracılığıyla ve internet sitesinde, ayrıca isteyen kullanıcılara kısa mesaj ve/veya elektronik posta gönderilmesi suretiyle kesintinin tarih, başlangıç ve sona erme zamanının, kesintinin başlama zamanından en az kırk sekiz saat önce nihai tüketicilere bilgilendirmekle yükümlü olduğu ” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Davalı ... şirketinin; yukarıdaki yasal hükümler çerçevesinde kendisiyle sözleşme yapan abonelere kesintisiz elektrik sağlama yükümlülüğünü ihlal ettiği, yasanın öngördügü şekilde çağrı -arıza kayıt sistemi kurmadığı bu nedenle zararın doğmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Bu aşamada; dava konusu zararın ortaya çıkmasında davacının ortak (müterafik) kusurunun bulunup bulunmadığı, davacının müterafik kusurunun varlığının kabulü halinde ise, kusur indiriminin ne oranda yapılması gerektiği hususlarının değerlendirilmesi gerekecektir.
TBK’nun 52. maddesine göre; ‘’Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.’’ Buna göre ; müterafik kusur indirimi yapılabilmesi için davacının zarar gören sıfatıyla zarara razı olması, doğmasına, artmasına etkili olması yada davalının durumunu ağırlaştırması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal hüküm çerçevesinde somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde; mahkemece alınan tanık beyanları ile davacı derneğin “Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Eğitim ve Öğretimine Yönelik Kurslar İle Öğrenci Yurt Ve Pansiyonları” Yönetmeliği’nde belirtilen olayı önlemeye yönelik gerekli eşyalara sahip olmadığı, olayda sığır etlerinin yanlış yüklenmesi ve depolanmasında yanlış teknik kullandığının tespiti karşısında davacının olayın meydana gelmesinde %50 oranında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla; mahkemece, davalının bildirimsiz uzun süreli elektrik kesintisi nedeniyle zararın ortaya çıkmasına sebebiyet verdiği, çağrı- arıza kayıt sistemi bulunmaması nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmediği ve davacının ise jeneratör alıp kurmamış olması ve etlerin istifleme ve depolanmasında yanlış teknik kullanmış olması nedeniyle %50 oranında müterafik kusurunun olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.