3. Hukuk Dairesi 2013/9516 E. , 2013/12723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; giderlerin arttığını belirterek İlkem Cansın için iştirak nafakasının aylık 750 TL"ye, İlkin Reha için yardım nafakasının aylık 750 TL"ye yükseltilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; Cansın için aylık 250 TL; İlkin için aylık 300 TL nafaka ödeyebileceğini belirtmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1. maddesinde çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK. nun 329/1. maddesi)
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi )
TMK.nun 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.
Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.
TMK.nun 328/1.maddesinde; "çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler".
TMK.nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".
TMK."nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını toplum ve kişilerin vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, yasa maddesinde sayılı kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Ne varki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın nafaka isteyenin geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliri ile orantılı olacak şekilde TMK 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir iken nafaka miktarları az takdir edilmiştir.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların ekonomik sosyal durumlarının ayrıntılı olarak araştırılmadığı; düzenli gelir ve giderlerinin belirlenmediği anlaşılmaktadır.
HMK. 308/1 maddesinde; “kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir” 311 maddesinde; “feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur...” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda; davalı cevap dilekçesinde Cansın için 250 TL, İlkin için 300 TL ödeyebileceğini belirttiği halde; mahkeme tarafından Cansın için 230 TL, İlkin için 290 TL nafaka takdir edilmiş olması HMK. 308 ve 311 maddelerine uygun ve isabetli bulunmamıştır.
O halde, mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları ayrıntılı olarak araştırılarak nafaka talep edenlerin giderleri ile nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olarak, davalının kabule ilişkin beyanı ve TMK 4.maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi de gözetilecek şekilde karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.