3. Hukuk Dairesi 2019/4485 E. , 2020/1844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile halen ayrı yaşadıklarını, düğünde takılan ziynetler ile çeyiz eşyalarının davalı tarafta kaldığını beyan ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde eşyaların bedelinin şimdilik 10.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı, 04/10/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu ziynet eşyaları yönünden 35.922.00.-TL, çeyiz eşyaları yönünden 9.526.50.-TL yükseltmiştir .
Davalı, ... mahkemelerinin yetkili olduğunu, kredi borcu için bazı ziynetlerin bozdurulduğunu, davacının evden giderken diğer ziynetleri yanına aldığını, çeyiz eşyalarının çoğunu kendisinin aldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, ilk defa Kayseri 4. Aile Mahkemesinde açılmış, mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş, bu karar tarafların temyiz etmemesi üzerine 04.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
Kararın kesinleşmesi üzerine, dosya davacı tarafın talebi üzerine ... Aile Mahkemesine gönderilmiştir.
Mahkemece; ...Aile Mahkemesinin 2011/420 Esas- 2011/830 Karar sayılı kararının davacı vekiline 17/10/2010 tarihinde, davalı vekiline 19/10/2010 tarihinde tebliğ olunduğu, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine hükmün 04/11/2011 tarihinde kesinleştiği, davacı vekilinin 21//11/2011 tarihli dilekçesi ile ve aynı tarihli yazı işleri müdürü havaleli dilekçe vererek gerekçeli kararı 15/10/2011 tarihinde tebliğ ettiklerini, temyizden feragat ettiklerini, nöbetçi yetkili ... Aile Mahkemesine gönderilmesini talep ettiği, belirtilen yasal sürenin aşıldığı gerekçesi ile HMK"nun 20. Maddesine göre süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2013/12184 Esas - 2013/14166 Karar sayılı ve 08/10/2013 tarihli kararı ile "... Davacı 6100 sayılı HMK."nun 20. maddesi gereğince, süresi içinde 18.11.2011 tarihli dilekçe ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmiş olmakla, mahkemece bu ilk dilekçe dikkate alınarak, davacının iki haftalık yasal süre içinde yetkili mahkemeye başvurduğu kabul edilip, işin esasına girilerek yapılacak yargılama neticesinde, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuştur.Kuyumcu bilirkişinin ve eşya bilirkişisinin hazırladığı bilirkişi raporları dosyaya sunulmuş , hükme dayanak alınmıştır .
Mahkemece, davanın kabulüne, çeyiz eşyaları nedeniyle 19.480 TL"nin karar tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3 adet toplam 48 gram 22 ayar, 1 adet burma tabir edilen 20 gram 22 ayar, 4 adet toplam 48 gram 22 ayar bilezik ile 117 adet çeyrek altın, 1 adet yarım altın, 1 adet kol saati, 1 adet 14 ayar 5 gram yonca kolye, 1 adet 14 ayar 30 gram küpe, 950 Amerikan Doları, 60 Euro ve 130 TL"nin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine , aynen iade mümkün olmadığı takdirde karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile değerleri karşılığı 25.076 TL"nin davalı ..."den alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-HMK"nun 26.maddesinde; "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" düzenlemesi yer almaktadır.
Hakim davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır. Buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebilir.
Kural bu olmakla birlikte, bu kuralın bir takım istisnaları vardır. Bunlar; kamu düzenine ilişkin haller(örneğin, babalık davası, velayetin ve şahsi münasebetin düzenlenmesi gibi); davalının, davacının davasını değiştirmesine yada genişletmesine muvafakat etmesi; tenkis davasında dava dilekçesinde gösterilen miktardan fazlasına karar verilebilmesi (26.5.1965 gün ve 1965/2-781-223 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararı); mahkemece davacının talep sonucuna zımnen dahil olan talepler hakkında da karar verebilmesi; kanunen talepten başka bir şeye hüküm verilebilmesinin caiz olduğu durumlarda (örneğin, boşanma davasında ayrılığa hükmedilebilmesi) talepten başka bir şeye hüküm verilebilmesi şeklinde sıralanabilir (Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı 2001, Cilt 3, Sayfa 3081 vd.).
Davacı talebinin aşılıp aşılmadığı ise, öncelikle dava dilekçesi ve aşamalarda varsa ıslah dilekçelerinin kapsamıyla belirlenebilir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde düğünde takıldığını ileri sürdüğü 114 tane çeyrek altın, 50 bilezik, (3 tane kalın), kolye küpe seti, bin dolar nakit ve 500 euro nakit paranın davalı tarafından harcandığını belirterek iadesini istemiş, mahkeme ise sunulan 25/09/2017 tarihli kuyumcu bilirkişi raporuna dayanarak hüküm oluşturmuştur.Oluşturulan hükümde de davacı 114 tane çeyrek altın talep ettiği halde 117 tane çeyrek altına ve davacının talebinde yeralmayan bir adet yarım altına, 130.00.-TL nakit paraya hükmedilerek talebi aşılmıştır. Davacı, çeyiz eşyaları yönünden de ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 9.526.50.- TL yükselttiği halde mahkemece 01/10/2017 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak çeyiz eşyaları için 19.480.00.- TL hükmedilerek talep aşılmıştır . Açıklandığı gibi talebi aşar şekilde hüküm verilmesi isabetli bulunmamıştır .
3- Bir hükmün neleri içermesi gerektiği HMK’nın 297. maddesinde tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterilmiştir. Buna göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin kimin lehine, kimin aleyhine karar verdiği, davacının talebinin ne kadarının kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur.
İİK"nun 24/4.maddesi gereğince; aynen iadeye karar verilmesi halinde iade edilecek eşyaların cinsi, niteliği, özellikleri, gram ağırlığı vb. gibi özelliklerinin ayrıntılı belirtilmesi gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmişse, hüküm fıkrası açık olmalı, duraksama yaratmamalı, hükümde aynen iadesine karar verilen ziynetlerin gram ve ayarları açık olarak yazılmalıdır.
Somut olayda, mahkemece; aynen iadesine karar verilen ziynetlerin bedelleri ayrı ayrı belirtilmemiştir. Karar bu hali ile açık ve infaza elverişli değildir.
O halde, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının her birinin cins, miktar, nitelik, gram ve değerlerinin de hükümde ayrı ayrı gösterilerek ve davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde HMK"nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4- Mahkemece, çeyiz ve ziynet eşyalarının bedelinin faizi ile ödenmesine ilişkin hüküm oluşturulurken davacının talebine uygun şekilde dava tarihinden , ıslah edilen bölüm için ıslah tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesi gerekirken gerekçesi de belirtilmeksizin davacı aleyhine olacak şekilde karar tarihinden itibaren faizin yürütülmesine karar verilmesi de doğru bulunmamıştır .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci, üçüncü, dördüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.