8. Hukuk Dairesi 2011/6524 E. , 2011/5910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit
...ile... (...) Çetinkaya aralarındaki dava hakkında ...2. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinden verilen 05.07.2006 tarih ve 220/254 sayılı hükmün Dairenin 04.07.2011 gün ve 7123/3930 sayılı ilâmiyle bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 04.04.2003 tarihinde düzenlenen taahhütnamede; “Eşi ... ile evlilik birliğinden sonra aldıkları malları aşağıdaki şekilde, birlikte değerlendirdiklerini, bu malların toplam değerinin ½’si olan 43.000.000.000 (Kırküçmilyar.-) TL’yi 16 Nisan 2004 tarihinde kayıtsız şartsız ...’e ödemeyi kabul ve taahhüt ederim” yönündeki belgenin davalı ... tarafından ...İcra Müdürlüğünde 2005/50 Esas ile takibe konulduğunu, vekil edeni hakkında icra takibi yapıldığını, İcra Müdürlüğüne yapılan itiraz ile takibin durduğunu, ...İcra Hukuk Mahkemesinde açılan davanın reddedildiğini, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından ret kararının onandığını, karar düzeltme isteğinin de reddedildiğini, hükmün 19.06.2006 tarihi itibariyle kesinleştiğini, davalı ...’in boşanma dava dilekçesiyle maddi tazminat olarak 265 ada 3 parseldeki bağımsız bölüm için ½’ye isabet eden 15.000.000.000, dükkan için aynı orana karşılık olmak üzere 5.000.000.000 ve 33 ve 200 plakalı araç bakımından da yine ½ ‘ye karşılık gelen 5.000.000.000 TL olmak üzere toplam 25.000.000.000 TL maddi tazminat istediğini, bu isteklerin boşanma davasıyla birlikte değerlendirilerek reddedildiğini, kesinleşen boşanma kararıyla sabit olduğunu, icraya konulan belgenin borç ikrarını içeren belge niteliğinde bulunmadığını açıklayarak İİK’nun 72.maddesi uyarınca, vekil edeninin borçlu olmadığının tespitine, 04.04.2003 tanzim tarihli senedin iptaline ve haksız takipten dolayı takibe konulan değer üzerinden % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... (...) vekili, taahhütnamenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, imzaya itiraz edilmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davacının borçlu olmadığının tespitine ve fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmesi ve hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Daire çoğunluğunca “Uyuşmazlığın TMK.nun 227.maddesi uyarınca mal varlığının tasfiyesine” ilişkin bulunduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı ...vekili, 21.08.2011 tarihli dilekçesiyle karar düzeltme isteğinde bulunarak Dairenin bozma kararının kaldırılmasıyla yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, borçlu olmadığının tespiti, 04.04.2003 tanzim ve 16.04.2004 vade tarihli senedin iptali, tamamen haksız ve kötü niyetle yapılan takip nedeniyle % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteğine ilişkindir.
Yerel mahkemece verilen 17.06.2005 gün ve 2005/90 Esas, 2005/205 Karar sayılı karar ile davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 10.04.2006 gün 2006/762 Esas ve 2006/5207 sayılı ilamıyla; “…İsteğin evlilik sırasında edinilen mallar nedeniyle katkı payı isteğine ilişkin bulunduğu, bu bakımdan borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin istendiği, davanın 15.03.2005 tarihinde açıldığı ve dava devam ettiği tarihte henüz boşanmanın gerçekleşmediği, bu nedenle olayda davaya bakmaya Aile Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle…” bozma sevk edilmiştir. Bozma ilamında; davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmediği vurgulanmıştır. Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve bozma sonrası yapılan yargılama sonunda 05.07.2006 tarihli kararıyla; davacının ...İcra Müdürlüğünün 2005/50 Esas sayılı dosyasıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından temyiz edilen hüküm az yukarıda da belirtildiği gibi Yüksek Daire çoğunluğunca; "…HUMK.nun 74, 75 ve 76.maddeleri gereğince maddi olayları ileri sürmek taraflara hukuki nitelendirmeyi yapmak ve sevk maddesini belirlemek ise hakime ait olduğu..." görüşüyle bozma sevkedilmiştir.
Dava dilekçesinin hiçbir yerinde ev, dükkan ve otomobilden kaynaklanan katkı payı alacağı ya da edinilmiş mallara katılma alacağı yönünde davacının herhangi bir isteğine rastlanılmamıştır. Sadece iddiasını desteklemek için icra takibine konulan 04.04.2003 tarihli taahhütname, icra takibine itiraz, takibin durdurulması, itirazın kaldırılması, boşanma dava dilekçesi ile kararından söz edilmiştir. Dava dilekçesinin dava ve değeri kısmında Menfi (olumsuz) Tespit davası denilmiş ve sonuç kısmında ise açıkça ...İcra Müdürlüğünün 2005/50 Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, aynı takibe konu yapılan 04.04.2003 tanzim, 16.04.2004 vade tarihli senedin iptaline, haksız ve kötü niyetle yapılan takip nedeniyle % 40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Yüksek 13.Hukuk Dairesinin bozması göreve ilişkin olup, işin esasına yönelik bir değerlendirmenin şimdilik yapılmasına gerek olmadığına karar verildiğine göre mahkemeyi bağlayıcı nitelikte bir nitelendirme yapılmadığı açıktır. Görev bozması sonrası ...2.Asliye Hukuk Mahkemesinin Aile Mahkemesi sıfatıyla yaptığı yargılama sonunda; davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacının fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmiştir. Görüldüğü gibi mahkemece mal ayrılığı rejimi ya da edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan malların tasfiyesi konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Taraflar arasında geçen ilk boşanma davası 03.04.2004 tarihinde açılmış olup, retle sonuçlanması üzerine ret kararının 29.11.2004 tarihinde kesinleştiği 05.07.2006 tarihli yargılama tutanağına geçen açıklamayla ve karar örneği ile de sabittir. Eldeki dava 15.03.2005 tarihinde açılmıştır. Karar ise 05.07.2006 tarihinde verilmiştir. Davanın açıldığı ve kararın verildiği tarihlerde taraflar henüz evli olup, 4721 sayılı TMK.nun mal rejimine ilişkin hükümleri uyarınca eşler arasındaki malların tasfiyesinin yapılması olanağı bulunmamaktadır. Yani boşanma davası kabulle sonuçlanıp kesinleşmedikçe eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan tasfiyeye ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı yoktur (TMK.nun 225/2). İkinci boşanma davası davacı ...tarafından 01.06.2007 tarihinde açılmış, kabulle sonuçlanıp hüküm 22.04.2010 tarihinde kesinleştiği dosyadaki bilgi ve belgeler ile boşanma kararı kapsamından anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden taraflar arasında davacının isteği konusunda (borçlu olmadığının tespiti, senedin iptali ve inkar tazminatı bakımından) herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Son hükmün temyizine ilişkin davalı dilekçesinde de bu hususlara açıkça değinilmektedir. İstekler konusunda dava dilekçesi çok açık olup, herhangi bir yoruma ve nitelendirmeye ihtiyaç görülmemektedir. Bu bakımdan HUMK.nun 74, 75 ve 76.maddelerine gitme olanağı da yoktur.
Her dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümleri uyarınca çözümlenir. Buna kanunların zaman bakımından uygulanması kuralı denilir. İsteklerin hiçbirisinin eşler arasında geçerli mal rejimlerinden herhangi biriyle bir ilgisi bulunmadığı gibi taraflar konusunda da bu yönde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece yapılan değerlendirme sonucu davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve fazlaya ilişkin isteklerinin reddine karar verilmiş olup, bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Mahkemece, yapılan değerlendirme ve nitelendirme davacının isteklerine ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere uygun bulunmaktadır. Taraflar arasındaki boşanma az yukarıda da değinildiği gibi ikinci boşanma davasının kesinleştiği 22.04.2010 tarihinde gerçekleşmiştir. Eldeki dava ise icra takibine konulan taahhütnameden kaynaklanmaktadır. Bu taahhütname ilk boşanma davasında kullanılmadığı gibi onun eki haline de getirilmemiştir. Dava karara bağlandığı tarihte taraflar henüz evli olup, boşanma gerçekleşmediğinden mal rejimlerinin tasfiyesi söz konusu olamaz.
Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında Dairenin 4.7.2011 tarih ve 2010/7123 Esas, 2011/3930 Karar sayılı bozma ilamı maddi yanılgıya dayalı bulunduğundan, davacı ...vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairenin anılan bozma ilamının kaldırılmasına, usul ve kanuna uygun olarak verilen yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve 38,20 TL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.