20. Hukuk Dairesi 2013/3383 E. , 2013/8713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü, 108 ada 485, 486 ve 487 parsel sayılı sırasıyla 3795,56 m², 4482,47 m² ve 3993,59 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinlik niteliğiyle davalılar adına, 488 parsel sayılı 12770,29 m² yüzölçümündeki taşınmaz ise 17.03.1941 tarihli 80 nolu tapu kaydıyla zeytinlik niteliğiyle davalı ... adına tespit edilmişlerdir.
Davacı Hazine, taşınmazın sınırında orman bulunduğunu, orman toprağı özelliklerini taşıdığını, bu tür yerlerin imar ve ihya ile zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek, yapılan tespitlerin iptali ile taşınmazların ve 488 nolu parselin tapu kayıt miktar fazlasının Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu 108 ada 485, 486 ve 487 sayılı parsellerin tespitlerinin iptali ile aynı vasıf ve yüzölçümüyle davacı Hazine adına tesciline, 485 nolu parsel üzerinde bulunan 100 - 150 yaş civarında 92 adet zeytin ağacının davalıya ait olduğunun, 486 nolu parsel üzerinde bulunan 100-150 yaş civarında 109 adet zeytin ağacının davalıya ait olduğunun, 487 nolu parsel üzerinde bulunan 100-150 yaş civarında 97 Adet zeytin ağacının davalıya ait olduğunun 3402 sayılı Kanunun 19/2 maddesi uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, dava konusu 488 nolu parselin krokide (B) ile işaretli 1742,29 m²"lik kısmının parselden ifrazı ile 108 adaya ait en son parsel numarası ile aynı vasıfla Hazine adına tesciline, bu kısım üzerinde bulunan 100-150 yaş civarında 42 adet zeytin ağacının davalıya ait olduğunun 3402 sayılı Kanunun 19/2 maddesi uyarınca tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine, krokide (A) ile işaretli 11028,00 m²"lik kısmın ise yeniden tespit gibi aynı vasıfla davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmekle Dairece onanmıştır. Bu kez, davalılar tarafından kararın düzeltilmesinin istenilmesi üzerine verilen hüküm Dairece bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.12.2010 gün ve 2010/14185 - 16102 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece, çekişmeli 108 ada 488 sayılı parsele uygulanan ilk tesisi Eylül 1935 tarih 10 nolu sicilden gelen Mart 1941 tarih 80 nolu tapu kaydının batı sınırı metruke, kuzey sınırı kısmen orman okuduğundan ve orman kadastrosunun kesinleştiği tarih ile tespit tarihi arasında 20 yıl geçmediği, ayrıca; metruke okuyan sınırın mübadil rumlardan kaldığı, kayıt miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle kayıt miktarı kadar kısmı 488 sayılı parsel maliki adına, 488 sayılı parselin geri kalan kısmı ile 485, 486 ve 487 sayılı parsellerin zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olmadığı gerekçesiyle muhdesatların davalılara ait olduğu şerhi verilerek Hazine adına tesciline karar verilmiştir. 488 sayılı parsele uygulanan 80 numaralı tapu kaydının kuzey sınırı Hüseyin oğlu ... ve orman okumaktadır. Gerçekten, 485 sayılı parselin maliki ... tarafından ayrıca, Nisan
1969 tarih 4 nolu tapu kaydına dayanılmıştır. Bu tapu kaydının kadastro sırasında uyarlanmadığı, maliki, Hasan oğlu Hüseyin Efe olup; davalı ... ile diğer davalıların babası olduğu anlaşılmaktadır. Gerek dayanılan tapu kayıtları, gerekse komşu parsellere uygulanan tapu kayıtlarının iskan yoluyla oluşturulduğu ve Nisan 1969 tarih 11 nolu tapu kayıtlarının Temmuz 1934 tarih 34 nolu sicilden geldiği, mevkiisinin de diğer tapu kaytılarında Madrez olduğu; ancak, 488 sayılı parselin mevkiisinin ise Mavriye olduğu ve her ne kadar tespit tutanağında 108 ada 488 sayılı parsele uyarlanmışsa da tapudan gelen kayıtlardan 101 ada 488 sayılı parsele uygulandığının belirtildiği görülmüştür. Bu durumda, tapu kayıtlarının komşu parsellerden yararlanılarak yerine uygulanmadığı, keza Nisan 1969 tarih 4 nolu ayrı sınırları içeren iki tapu kaydı olduğu, mahkemece üç sınırı yol, bir sınırı köy yolu olan kayıt uygulanmış ve aynı tarihli Temmuz 1934 tarih 34 nolu sicilden gelen Doğusu ..., Batısı metruke ve hendek, Kuzeyi hendek, Güneyi hendek tapu kaydı uygulanmamıştır.
O halde, Nisan 1969 tarih 4 nolu ... adına olan ve ilk tesisi Temmuz 1934 tarih 34 numaralı Doğusu, Batısı, Kuzeyi yol, Güneyi köy yolu olan ... ailesine ait tapu kaydı ile yine Nisan 1969 tarih 4 nolu ilk tesisi 1934 tarih 34 nolu olan yine ...oğlu...ailesine ait Doğusu..., Batısı ve Güneyi metruke, Kuzeyi hendek olan tapu kayıtlarının dayanağı ... oğlu ... karısı ... ve oğlu ...ile ..."ye ait iskan defterindeki iskan kayıtları getirtilerek tapu kaydındaki sınır değişikliğinin nereden kaynaklandığı da tapu sicil müdürlüğünden sorularak kayıtlar yeniden getirtilmeli, tespit tutanağında 108 ada 488 sayılı parsele tapudan gelen kayılarda ise 101 ada 488 sayılı parsele uygulandığı bildirilen Mart 1941 tarih 80 nolu tapunun ilk tesisi Eylül 1985 tarih 10 nolu tapu kaydının dayanağı evraklar ile varsa krokisi getirtilmeli, dayanılan Temmuz 1934 tarih 34 nolu ve yine komşu parsellere uygulanan tapuların ilk tesisi Temmuz 1930 tarih 28 ve Mart 1932 tarih 52, Ağustos 1947 tarih 48 nolu tapu kayıtlarının dayanağı iskan haritası olup olmadığı ilgili yerlerden sorularak varsa getirtilmeli, yine 526 sayılı parselin dayanağı tapunun geldisi Aralık 1969 tarih 13 nolu ve yine 484 sayılı parsele uygulanan Temmuz 2004 tarih 4 nolu tapu kaydı tescil kararı sonucu oluştuğundan, sözü edilen kayıtların müsbite evrakı içindeki mahkeme kararları ve tescil krokisi yapılacak keşifte yerlerine uygulanarak dayanılan tapu kayıtlarının kapsamlarının komşu parsel kayıtlarından yararlanılarak 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince belirlenmeli, taşınmazların öncesinin mübadil rumlardan kalıp kalmadığı sorulmalı, keza parsellerin öncesinin bir bütün olup olmadığı sorularak bir bütün değilse kimden kime kaldığı, ne zamandan beri kim tarafından zilyet edildiği, davalılar taşınmazı başkasından satın almış ise kimden aldıkları, o kişilere ait iskan tapu kayıtları araştırılarak varsa yerine uygulanmalı, bundan sonra toplanan delilerin tümü birlikte değerlendirilerek ve 488 sayılı parsel davalısı yönünden oluşan usulî kazanılmış hak da gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece anılan yönler gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, Dairece hükmün onanmasının maddî yanılgı niteliğinde olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin davasının reddine ve dava konusu Kumyaka Köyü, 108 ada 485, 486, 487 ve 488 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1993 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 03/10/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.