3. Hukuk Dairesi 2013/11998 E. , 2013/12877 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, tarafların ortak murisi olan ... intikal eden taşınmazların davalılar tarafından mısır ve buğday ekmek suretiyle haksız olarak işgal edildiğini, davalıların haksız kullanımları nedeniyle daha önce davacıların murisi olan anneleri tarafından açılan men"i müdahale ve ecrimisil davalarının kabul edildiğini, taşınmazların kullanımının davalılarca engellendiğini belirterek 2000-2005 tarihleri arası toplam 2.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacıların taşınmazları kullanımına engel olunmadığı gibi dava konusu yerleri kullanmaya davacıların devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davalıların dava konusu taşınmazların kullanılmasını engellemedikleri anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
TMK.mad. 693’e göre: “Paydaşlardan herbiri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir”. Buna göre, her paydaşın, müşterek mülkiyet konusu şeyin tamamı (veya bir kısmı) üzerinde yararlanma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, ne mekân (yer), ne de zaman itibariyle sınırlandırılmıştır. Fakat paydaşlar, bu hususta değişik düzenlemeler getirebilirler. Zira, yasa, yalnızca her paydaşın kullanma ölçüsünü belirtmiştir. Kullanma olanağı sınırsız değilse (müşterek mülkiyet konusu bir apartmandaki asansörden yararlanma gibi), paydaşların örneğin yerce bölünmüş ya da zamanla değişen bir kullanma anlaşmasıyla kullanmanın biçiminde uyuşmaları gerekir.
Açıktır ki, sözkonusu yararlanma, ancak, diğer paydaşların haklarına saygı gösterildiği oranda hukuksal himaye görecektir. Nitekim, Medeni Kanun da, yararlanma hakkının, “diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde” mevcut bulunduğunu kesin bir biçimde belirtmiştir (TMK.mad.693). Kaldı ki TMK.mad.2 hükmü gereğince de bu sonuca ulaşılacaktır.
Paya uyan bir belirtme ve sınırlandırma olmadığı takdirde, her paydaşın, öbürlerine zarar vermemesi kaydıyla taşınmazı kullanma hakkı vardır. Bu hakkın ölçüsü ise, her somut olayda durumun özellliğini gözönünde tutarak araştırılmak gerekir.
TMK’nun 993-995 madde hükümleri tarafından düzenlenmiş ve uygulamada “ecrimisil” olarak isimlendirilen bir istemin de bulunduğu kabul edilen yasal tasfiye rejimi, halihazır zilyedin, iadesi istenen taşınmaz (nesne) üzerinde, iadeyi engelleyecek bir hakka sahip olmamasını gerektirir.
Dosya kapsamından; tarafların davaya konu edilen taşınmazlarda hisseli malik oldukları, keşif tarihi itibariyle dava konusu edilen taşınmazlardan 6 tanesinin boş vaziyette diğer 4 taşınmazın ise 1/3 lük kısmının fındık, mısır ekili olduğunun belirtildiği, her ne kadar dinlenen davacı tanıkları ile mahalli bilirkişiler, taşınmazların kimler tarafından kullanıldığına ilişkin bilgi ve görgülerinin bulunmadığını belirtmiş iseler de, davalıların keşifte, davaya konu yerlerle ilgili taksim yaptıklarını, şu an boş olan yerlerin yaklaşık 10 yıldır boş olduğunu, dava konusu edilen taşınmazlardan bir kısmını kendilerinin ekip biçmek suretiyle kullandıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, davalıların bu savunması üzerinde durularak, davalıların kullandığı yerlerin tespit edilmesinden sonra, bu taşınmazlara ilişkin olarak davacıların payına düşen ecrimisil miktarı belirlenerek, bu bedele hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.