3. Hukuk Dairesi 2013/9867 E. , 2013/12893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların ... ....Aile Mahkemesinin 2007/1019 Esas 2008/1437 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte ortak çocuk 2000 d.lu ............"in velayet hakkının davacı anneye verildiğini, ortak çocuk yararına aylık 200 TL iştirak nafakasının hüküm altına alındığını, çocuğun ilk okul .... sınıf öğrencisi olduğunu ve masraflarının arttığını, aylık 200,00 TL olan iştirak nafakasının 350,00 TL ye çıkartılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; mahkemece takdir edilen nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olduğunu, davalının malülen emekli olduğunu ve halen tedavisinin sürdüğünü, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için ödenen aylık 200,00 TL iştirak nafakasının 275,00 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, davalı vekili davalıya vasi tayin edildiği ve yargılama sırasında tebligatların usulüne uygun olarak vasiye yapılmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
4721 sayılı TMK nun 405. maddesi gereğince; "Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır.
Görevlerini yaparlarken vesayet altına alınmayı gerekli kılan bir durumun varlığını öğrenen idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar."
7201 sayılı Tebligat Kanunun .../son maddesi gereğince; "kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu müselsillere yapılır.
6100 sayılı HMK’nun 27.maddesinde davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği açıklanmıştır.
Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması, diğer bir anlatımla taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.
Bu bağlamda; davalı duruşmaya çağırılmadan, taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasasının 36.maddesi ile HUMK’nun 73, 6100 sayılı HMK 27 ve A.İ.H. Sözleşmesinin ....maddelerinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı yan; dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe ve Hukuki Dinlenilme Hakkı"nın kullanılmasına imkan verilmeden hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağı, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edilmektedir (..... ... Muhakemeleri ....6 vd).
Somut olayda; davalının malulen emekli polis memuru olduğu, yatalak olduğu, korunması ve bakımı için sürekli yardıma ihtiyacı olduğu ve ihtiyaçlarının ailesi tarafından karşılandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı vekili davalıya vasi tayin edildiğini ve davalı adına yapılması gereken tebligatların yasa gereği davalının vasisine yapılmadığını ve tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürmektedir.
Mahkemece davalıya vasi tayin edilip edilmediği öncelikle tespit edilmeli, eğer edilmiş ise vesayet altında bulunan davalının hukuki hak ve menfaatlerinin korunması açısından davalı adına yapılacak olan tebligatların 7201 sayılı Tebligat Kanununun .../son md. gereğince davalının vasisine yapılması ve vasinin davalının hak ve menfaatlerini koruması ve davaya karşı cevap vererek davalıyı temsil etmesi gerekmektedir. Davalıya yapılan tebligatların, davalının vasisine yapılmaması nedeniyle geçersiz olup olmadığı tespit edilmelidir. Bu hususlar gözönüne alınmadan mahkemece hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.