20. Hukuk Dairesi 2013/4039 E. , 2013/8745 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 17.05.2011 tarihli dava dilekçesi ile ... Mahallesinde bulunan 561 ada 371 parsel sayılı taşınmazın, orman kadastrosu sırasında orman sınırları dışında bırakıldığını ve daha sonra da davalı adına tesbit edilip tapuya tescil edildiğini, ancak, dava konusu taşınmazın eylemli halinin orman niteliğinde olduğunu belirterek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne; dava konusu 561 ada 371 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışması 05.09.1997 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda münferit halde meşe ağaçlarının bulunduğu, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların önceki yıllarda tahrip edilmiş olması sebebi ile resmî belgelerde ormanlık alanlarda görülmemiş olduğu ve hava fotoğraflarının da bu dönemde çekilmiş olduğu gerekçeleri ile dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 1963 yılı memleket haritasında kısmen açık kısmen muhtelif yapraklı ağaçların bulunduğu yeşil alanda olduğu, 1970 tarihli hava fotoğrafında ise, açık alanda olduğu, fiilî durum itibariyle ise, yer yer münferit 8 - 40 yaşlarında meşe, ardıç, diken ardıcı ağaçlarının bulunduğu belirtilmiş, ziraat bilirkişi raporunda da taşınmazın çevresinin meşe türü orman ağaçları ile kaplı olduğu, içerisinde ise muhtelif orman ağaçları görüldüğü belirtilmekle yetinilmiş, ağaçların yaşları, cinsleri ve dağılımı ve toprak yapısı hususlarında ayrıntılı bilgiye yer verilmemiştir. Yetersiz ve eksik raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli ve 1980"li yıllara ait memleket haritası ve yapımlarına esas alınan hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün
ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü, üzerinde bulunan ağaçların yaşları, cinsleri, dağılımları incelenmeli; komşu parsellerle birlikte değerlendirilmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dosyaya eklenmeli, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.