Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8322
Karar No: 2020/5084
Karar Tarihi: 04.11.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/8322 Esas 2020/5084 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2020/8322 E.  ,  2020/5084 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi Hazine ve Orman İdaresi tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında 184 parsel sayılı 8.700 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğinde ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... İdaresi, taşınmazın orman sınırları içinde kaldığını ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tescili istemiyle dava açmış; davacı Hazine ise; taşınmazın sınırında orman bulunduğunu ileri sürerek, tespite esas tapu kaydının miktar fazlası olan 3580 metrekarelik bölümünün adına tespit ve tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, miktar fazlası olan 3580 metrekarelik kısmın tespitinin iptali ile orman tahdidinin muaccel bulunduğu tapu kütüğüne aktarılmasına, bakiye 5120 metrekare kısmın davalı adına tesciline karar verilmiş, hükmün, davacılar Hazine ve Orman İdaresi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1977/7705 Esas, 13306 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, taşınmazın (C) harfi ile gösterilen kısmına ilişkin itirazın kabulüyle orman vasfıyla Hazine adına tesciline, geriye kalan 8200 metrekarelik bölümün davalının mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, davacılar Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilen hüküm, bu kez Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 27/06/1994 gün ve 1994/5191 Esas, - 8412 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, miktar fazlası olan 3580 metrekarelik kısmın kadastro tespitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline, bakiye 5120 metrekarelik kısmın davalının mirasçıları adına tesciline karar verilmiş, hükmün davacılar Hazine ve Orman İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, bu kez de Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 15/09/2004 gün ve 2004/3173 Esas, 8477 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemece bozma kararına uyulmuşsa da gereklerinin yerine getirilmediği, uzman orman bilirkişinin, çekişmeli taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında ve 1946 tarihli hava fotoğrafında açık alanda kaldığını, yörede 1939 yılında yapılan orman tahditine göre 500 m² miktarındaki kısmın tahdit içinde kaldığını açıklayarak taşınmazın tahdit haritasına göre konumunu gösteren kroki düzenlediği, uzman fen bilirkişinin ise 281.07 metrekarelik bölümün tahdit içinde kaldığını açıklayarak bu bölümü düzenlediği krokide gösterdiği, her iki uzman bilirkişinin daha sonra düzenledikleri ortak ek raporda parselin kesinleşen orman tahdidi içinde kalan kısmının 1458 metrekare miktarında olduğunu açıkladıkları, bu haliyle söz konusu raporlar arasında çelişki oluştuğu gibi, orman mühendisi bilirkişinin çekişmeli taşınmazın resmi belgelerdeki durumunu açıkladığı, ancak taşınmazın resmi belgelerdeki yerini göstermediği, bozma kararında açıklandığı gibi, ilk karar davalı kişiler tarafından temyiz edilmediğinden, çekişmeli taşınmazın kuzeyden güneye uzanan 3580 metrekarelik bölümünün orman olma olgusunun kesinleştiği, bu durum karşısında Mahkemece öncelikle, fen bilirkişinin düzenleyeceği krokide orman olarak kesinleşen 3580 metrekarelik bölümün gösterilmesinden sonra geriye kalan 5120 metrekarelik bölümle ilgili olarak aşağıda açıklandığı gibi inceleme yapılması gerektiği, dosya içeriğinden, tahdidin 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmaya göre kesinleştiği anlaşıldığından, sınır dışında kalan taşınmazın orman olup olmadığının ve hukuki durumunun, kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenemeyeceği, zira, 3116 sayılı Kanunun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olması nedeniyle, bu Kanuna göre 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaların, sınır dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalacağı, bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanların hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiş olduğu, devletleştirilen ormanlardan bazılarının sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanunla iadeye tâbi tutulduğu ve iadenin koşullarının yasada gösterildiği, bu nedenle öncelikle, dava konusu olan taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin kadastro tesbit tutanağının örnekleri ile en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman yüksek mühendisi bulunamadığı takdirde, orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden keşif yapılmak suretiyle, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumunun saptanması; tapu kaydı ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkralarının Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olması nedeniyle, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağının, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğunun düşünülmesi; taşınmazın toprak yapısının, bitki örtüsünün ve çevresinin incelenmesi; yörede 1939 yılında kesinleşen orman tahditi bulunduğuna göre, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp, çekişmeli taşınmazın memleket haritasına göre konumunun saptanması; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, belirtilen şekilde yapılacak araştırma neticesinde çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğinde, bu defa tesbit dayanağı olan Nisan 1945 tarih ve 49 nolu tapu kaydının (üç hududu orman bir hududu dere olan 5120 m² miktarlı) ve dayanağı olan tevzii krokisinin 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi gereğince, sabit sınırdan başlanmak sureti ile yöntemince zemine uygulanarak yüzölçümü ile kapsamının belirlenmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi" gereğine denilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ... ... Feneri köyü 184 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişi ..."nun 18/09/2015 tarihli krokili raporunda (A), (B), (D) ve (E) harfleri ile gösterdiği ve toplam 4538.60 m² gelen alanın son parsel numarası verilmek sureti ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tespit ve tesciline, (C) harfi ile gösterdiği ve toplam 4161.40 m² gelen alanın tarla vasfı ile ölü Hasan oğlu ... mirasçıları adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri ile davalı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 27/06/2019 gün ve 2016/14236 - 20189/4608 Esas, Karar sayılı ilamıyla onanmış ve davacılar Hazine ile Orman İdaresi vekilleri tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar Hazine vekili ile Orman İdaresi vekilinin sair karar düzeltme nedenleri yerinde değildir. Ancak, hükme dayanak yapılan teknik bilirkişi ..."nun 18.09.2015 tarihli krokili raporunda (A), (B), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen alanların miktarı toplam 4.550,99 metrekare (A:3580 metrekare + D:139,599 metrekare + C:831,391 metrekare = 4.550,99 metrekare) olduğu halde, hüküm kısmının 1 numaralı bendinde hesap hatasına dayalı olarak [“A, B, D ve E harfleri ile gösterdiği ve toplam 4538.60 m²”] olarak yazıldığı, “A”, “D” ve “E” ile gösterilen kısımların sınırlarının aynı olduğu, “B” harfi ile işaretli yerin “A” harfiyle gösterilen taşınmazın kapsamı içinde olduğu, hesap hatasının tarafların lehinde veya aleyhinde yeni bir durum oluşturmadığı ve düzeltilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirmediği anlaşıldığından, hüküm fıkrasının bir numaralı bendinde yazılı “4538.60 m²” ibaresinin "4.550,99 m²" olarak düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile onanmasına karar verilmesi gerekirken, hükmün yalnızca onandığı anlaşılmış olup, davacılar Hazine vekili ile Orman idaresi vekilinin karar düzeltme isteminin bu nedenlerle kabulü ile Yargıtay 20 Hukuk Dairesinin 27/06/2019 gün ve 2016/14236 – 20189/4608 Esas, Karar sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmün yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.11.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi