Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5848
Karar No: 2020/1873
Karar Tarihi: 02.03.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/5848 Esas 2020/1873 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalının maliki olduğu akaryakıt istasyonu içerisinde bulunan işyerini kiralayarak işletmeye başladığını, davalının açtığı tahliye davasında mahkemece tahliye kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra kira bedelini artırarak işyerini kullanmaya devam ettiğini, yüksek kira bedelinin tarafından ödenememesi üzerine davalının tahliye için takip başlattığını fakat haksız tahliye edildiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucu davanın reddine karar vermiş, ancak Yargıtay kararı ile bozulmuştur. Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi, Anayasa'nın 36. maddesi, HUMK'nın 429. ve 440. maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi         2019/5848 E.  ,  2020/1873 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu akaryakıt istasyonu içerisinde bulunan işyerini kiralayarak işletmeye başladığını, davalının açtığı tahliye davasında mahkemece tahliye kararı verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra kira bedelini artırarak işyerini kullanmaya devam ettiğini, yüksek kira bedelinin tarafından ödenememesi üzerine davalının tahliye için takip başlattığını ve Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2010/16064 sayılı dosyası ile tahliye edildiğini, 6570 sayılı kanunun 7/ç maddesine göre esaslı bir surette tamir, tevsi veya tadil yapılacağından bahisle tahliye kararı verilmesine rağmen davalı şirketin burayı hiç bir tadilat ve onarım yapmaksızın yeniden kiraya vererek dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, haksız tahliye edilmiş olması nedeniyle maddi ve manevi kayba uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı tutulmak suretiyle 25.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacının işyerini 19/04/2002 tarihinde kiraladığını, yaklaşık 10 yıl kiracı olarak işlettiğini, kira sözleşmesi gereğince taraflar uzlaşamadığı taktirde kiralanan taşınmazda yapılan masrafların ve tüm demirbaşların talep edilemeyeceğini, sözleşmede kiracı tarafından bırakılacağının yazıldığını, davacının tek işletmesinin bu işyeri olmadığını, İstanbul yolu, ... yolu, ... yolu ve ... yolunda birçok alanda da Taymek ürünleri adı altında satışların mevcut olduğu nu, herhangi bir kaybı ve zararının da olmadığını, davacının taleplerinin tamamen iyi niyetten uzak olduğunu, mevcut alanı hiçbir firmaya kiralamadığını, davacının ... ve Türkiye"nin bir çok ilinde bu işi yaparak para kazandığını belirterek davanın reddini istemiştir.

    Mahkemece; davacının dava konusu iş yeri ile ilgili 34.511,01 TL harcama yaptığı, yapılan harcamanın davalıya terk edilen mecurda kaldığı, davalının sebepsiz zenginleştiği, davacının davalıya güvenerek iş yerinde tadilat yaptığı, uzun yıllardır aynı iş yerini işlettiği davalının tesisi genişletme bahanesi ile davacıyı işletmekte olduğu mecurdan çıkardığı daha sonra da bu mecuru kendisinin işlettiği bu durumda davacının hazır iş yerini kaybettiği, yeni iş kurmanın ve müşteri temininin zor olduğu hazır iş yerinin kaybedilmesinden dolayı davacının derin üzüntü duyduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davalı tarafça temyiz edilmiş ve dairemizin 2017/6947 E, 2019/3810 K sayılı ilamıyla taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 12. maddesi gereğince maddi tazminat talebinin, TBK.49. maddesi uyarınca da, koşulları oluşmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava, haksız tahliyeye dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi yargılamaya hakim ilkelerden "Hukuki dinlenilme hakkı"nı düzenlemektedir. Davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini, ayrıca kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Hukuki Dinlenilme hakkı, iddia ve savunmanın bir parçasıdır ve kaynağını Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen “hak arama özgürlüğü”nden alır. Anayasanın bu hükmüne göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.
    Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak her iki taraf da davaya ilişkin açıklama ve ispat hakkına sahip olduğu gibi, bu hak mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını ve tarafların yargılamada her aşama ile ilgili bilgi sahibi olabilme hakkını da kapsar. Madde içeriğinde de yer verilen ve hukuki dinlenilme hakkının temel unsurlarından olan " bilgilenme hakkı" kapsamında öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmesi zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. (Y. HGK., 2013/2164 E., 2015/873 K., ve 25.02.2015 T. sayılı kararı)
    Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi; bozma sonrası yargılamanın devamı, bozma ilamına uyup uymama yönünde kararın verilebilmesi taraflara yapılacak usulüne uygun tebligat ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, bozma ilamının içeriğine, bozma sonrası duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, vakıf olabilecektir.
    HMK Geçici 3. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye

    mahkemelerine gönderilmez. Bu madde hükmüne göre 1086 sayılı HUMK’nın temyize ilişkin hükümleri uygulama alanı bulacak olup HUMK’nın 440. maddesi uyarınca somut uyuşmazlığa dair hüküm, karar düzeltme sınırının üzerinde olduğundan mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün bozulmasına ilişkin dairemizin 2017/6947 E, 2019/3810 K sayılı ilamına karşı da karar düzeltme yolu açıktır. Bozma ilamında da kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içinde karar düzelme yolunun açık olduğu belirtilmiştir.
    HUMK 429. maddesi uyarınca Yargıtay ilgili dairesi temyiz edilen kararı bozarsa, davayı, kararı vermiş olan mahkemeye veya uygun göreceği diğer bir mahkemeye gönderir. O mahkeme temyiz edenden 343. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.
    Somut olayda mahkemece bozma ilamının usulüne uygun şekilde davacı tarafa tebliğ edilmemesi ve davacıya karar düzeltme yoluna başvuru imkanı tanınmaması hukuki dinlenilme hakkının ve bu kapsamda adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir. Dairemizin bozma ilamı taraflara usulüne uygun tebliğ edilip, davacıya karar düzeltme imkanı da tanındıktan sonra, karar düzeltme talebinde bulunulduğunda karşı tarafa tebliğ edilerek müteakip usuli işlemin tamamlanması, karar düzeltme talebinde bulunulmadığında ise; yine duruşma gün ve saatinin taraflara usulüne uygun şekilde tebliği ile taraf teşkili sağlanıp, davacının Yargıtay bozma ilamına karşı beyanı da alınarak sonuca gidilmesi gerekirken; davacı tarafa bozma ilamı tebliğ edilmeksizin bozma sonrası yeni esasa kayıt ile yargılamanın sona erdirilip, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi