3. Hukuk Dairesi 2013/9124 E. , 2013/13061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin, davalı şirketin ithalat işlemlerinde gümrük müşavirliği yaptığını, davalı şirketin nakit sıkıntısı çekmesi nedeniyle yatırması gereken verginin müvekkili şirket tarafından yatırılmasını talep ettiğini ve söz konusu tutarı geri ödeyeceğini belirttiğini, müvekkili şirketin aradaki ticari ilişki nedeni ile bu ödemeyi yaptığını ancak ödenen bedelden sadece 3.761 TL sinin geri alınabildiğini, bu nedenle bakiye alacak için başlatılan takibe ise davalı şirketin haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalı tarafın icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin gümrük işlemlerinin davacı şirket tarafından yerine getirildiğini, bu bağlamda müvekkili şirkete ait olup yurtdışına fuara götürülen makinelerin yurda dönüşleri sırasında girişleri yapılırken davacı şirketin kusurlu hareketi nedeniyle sözkonusu makinelerin ithal ediliyormuş gibi işlem gördüğünü, bunun sonucunda da müvekkili şirkete ..borcu çıkartıldığını ve bu borcun davacı şirket tarafından ödenildiğini, sonrasında davacı şirketin ödediği bu bedeli müvekkili şirketten talep etmesi üzerine durumdan haberdar olunduğunu ve .... Müdürlüğü"ne başvuru yapılarak yapılan işlemin hatalı olduğu ve tahakkuk eden ve de yatırılan vergilerin iadesinin talep edildiğini, gümrük müdürlüğünce de bu konuda yapılan hatalı uygulama kabul edilmek suretiyle müvekkili şirkete gerekli kolaylıkların gösterildiğini, ancak davacı şirketin kendi kusurundan kaynaklanan bir işlem nedeniyle yatırmış olduğu meblağı müvekkili şirketten talep edemeyeceğini savunarak; davanın reddini ve davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Taraflar arasında davacı tarafça 43.017,54 TL ödeme yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı tarafın bu bedelin davacının kendi hatası nedeniyle ödenmiş olması nedeniyle sorumlu olmayacağı noktasındadır. Davacı taraf hataen gümrük müşavirliği hizmeti verdiği davalı adına ödemede bulunmuştur. Bu ödeme miktarı kadar davalının vergi borçlarına mahsup yapıldığı, yasal olarak nakden iadenin söz konusu olmadığı, davalının ... borcuna mahsup olduğu, bu miktar kadar davalının sebepsiz olarak zenginleştiği tespit olunmuş ve bu yöndeki dosya içeriğine uygun mali müşavir ve gümrük bilirkişisinin 24.05.2012 havale tarihli raporu kapsamında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 43.017,54 TL üzerinden devamına, icra inkâr tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; davacı şirketin kusurlu işlemi sonucunda tahakkuk eden vergiyi ödemesi nedeniyle, verginin mükellefi olan davalı şirketin sorumlu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; davacı şirketin, davalı şirket adına düzenlemiş olduğu beyannamede muafiyet kodunu girmeyerek hatalı beyanda bulunması sonucunda 3.761,04 TL gümrük vergisi ile 43.017,34 TL ... ve damga vergisinin tahakkuk ettirildiği ve bu vergilerin davacı şirket tarafından davalı şirket adına ödendiği, sonrasında hatalı beyanın fark edilmesi üzerine .. Kanunu"nun 242. maddesi uyarınca gerekli düzeltme talebinde bulunularak sehven ödenen vergilerin iadesinin gümrük idaresinden talep edildiği, bu talebi uygun gören gümrük idaresince ilgili saymanlık müdürlüğü ve vergi dairesi müdürlüğüne vergilerin iadesi için gerekli yazıların yazıldığı, mezkûr yazıya istinaden saymanlık müdürlüğü tarafından 3.761,04 TL tutarındaki gümrük vergisinin davalı şirkete iade edildiği ve bu meblağın davacı şirket hesabına aktarıldığı, ancak 43.017,54 TL tutarındaki ....ve damga vergisi ile ilgili olarak davalı şirkete bir geri ödemenin yapıldığı veya ilerde ödeyecek olduğu .... den mahsup edildiğine dair bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda, mahkemece; davalı şirketin, dava ve takibe konu edilen alacağın kendisine geri ödenmiş (veya doğan vergi borçlarından mahsup edilmiş) olması halinde sebepsiz zenginleşeceği gözetilerek, ilgili vergi dairesinden, sözkonusu vergilerin davalı şirkete iade edilip edilmediği (veya doğan vergi borçlarından mahsup edilmiş olup olmadığı) hususunun sorularak ilgili belgelerin getirtilmesi ve sonrasında gerekli görülmesi halinde bilirkişilerden ek rapor aldırılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK" nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.