3. Hukuk Dairesi 2013/14684 E. , 2013/13122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... iskelesine konan ATM cihazı ile ilgili olarak ... ile müvekkili arasında ihtilaf çıktığını, konunun yargıya taşındığını, davanın müvekkili lehine sonuçlandığını, mahkemece, davalının tevdi mahalline depo ettiği paranın müvekkiline ait olduğuna karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin paranın ödenmesi için tevdi mahalline başvurduğunu ancak paranın davalıya ödendiğinin bildirildiğini iddia ederek; kesinleşmiş mahkeme kararı ile müvekkiline ait olduğu hükme bağlanan 14.758,09 TL’nin 01.02.2010 günüden işlemeye başlayacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ATM cihazı koymak için .... A.Ş’den yer kiraladığını, ödemelerin kime yapılacağı hususunda ihtilaf çıkınca, tevdi mahalli tayini isteyerek kiraları depo ettirdiğini,.... A.Ş’nin ATM cihazının konulduğu yeri kiraya verme yetkisinin bulunmadığının ortaya çıkması üzerine Bandırma Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2003/60 D. İş sayılı ilamıyla tevdi mahalline yatırılan paranın kendilerine iade edildiğini, müvekkilinin, davacının davasına dayanak yaptığı dava dosyasının tarafı olmadığını, bu kararın müvekkili için bağlayıcı bulunmadığını, 01.10.2002–04.11.2003 arası döneme ilişkin ecrimisil bedellerinin davacı idareye ödendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/323 E. Sayılı dosyası ile verilen kararın davalı banka yönünden bağlayıcı olmadığı, davalı bankanın tevdi mahalli talep etmesinin nedeninin... A.Ş ile aralarındaki kira akdi olduğunu, davacı idarenin bu akdi tanımadığını, davacının, davalıdan ecrimisil tahsil ettiğini, ecrimisil tahakkuk ettirmeyip, dava sonucunu bekleyerek tevdi mahallindeki parayı tahsil etmek isteseydi, mahkeme kararının infazında hukuka aykırılık olmayacağını ancak aynı yer için aynı dönemlere ait ecrimisil tahsil eden davacının artık depo edilen parayı talep etme hakkının bulunmadığını, aksinin kabulü halinde davacı yönünden sebepsiz zenginleşmeye neden olunacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden; davacı ..."nin taşınmazını ... A.Ş"ye kiraladığı, ... A.Ş"nin de taşınmaza ATM cihazı konulması yönünde davalı banka ile anlaştığı, bu durumu sonradan öğrenen davacının İ... A.Ş aleyhine dava açtığı, yargılama sonunda İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2007/323 E. Sayılı kararı ile; " 14.758,09 TL"nin dava dışı ... Bank A.Ş tarafından tevdii mahali tayini sureti ile ...Bankası şubesine yatırıldığı anlaşıldığından, bu paranında davacıya ait olduğunun tespiti ile ihtilafa ve dava açılmasına sebebiyet verilmesi nedeniyle bu miktar yönünden de davalının dava tarihinden itibaren faizle yükümlü tutulmasına" şeklinde hüküm tesis edildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 15.09.2009 günü kesinleştiği, davacının kesinleşen mahkeme kararına istinaden tevdi mahallindeki parayı tahsil etmek için ... Bankası Şubesine başvurduğu ancak bankaca paranın ... Bank (Ing Bank) çalışanına ödendiğinin bildirildiği, bunun üzerine davacının eldeki davayı açarak; kesinleşmiş mahkeme hükmü ile taraflarına ait olduğu belirlenen 14.758,09 TL"nin davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece, aynı yer için aynı dönemlere ait ecrimisil tahsil eden idarenin artık depo edilen parayı talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, davacının davalıdan hangi dönemlere ilişkin ecrimisil tahsil ettiği, ihtilaflı döneme ilişkin ecrimisil tahsil edilip edilmediği hususunda uzman bilirkişiden rapor alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.