20. Hukuk Dairesi 2013/5137 E. , 2013/8944 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, yörede yapılan ve 07/01/2009 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında Hatıplar Köyündeki 280 numarada davalı adına tapuda kayıtlı parselin tamamının orman niteliğinde olduğu halde, 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan çalışmalar ve aynı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uygulaması sonucu hatalı işlemle taşınmazın tamamının orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile ... Köyündeki 280 numaralı tapulama parselinin orman sınırları içerisine alınmasını talep etmiş, ... Kadastro Mahkemesinin 2009/9 E.- 2011/18 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 12673,80 m² kısma ilişkin orman tahdit çalışmalarının iptali ile tamamının orman sahası içine alınarak orman olarak sınırlandırılmasına, (B) harfi ile gösterilen 1626,20 m² kısım orman sayılmayan yer olduğundan davanın reddine, harç ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) dışındaki davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, temyiz incelemesi sonrasında hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16.10.2012 gün ve 2012/12535-11737 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [ uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 280 nolu parselin (A) ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece her ne kadar taşınmazın (B) bölümünün toprağının tarım toprağı niteliğinde bulunduğu, memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre açık alanda görüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, dava konusu taşınmaz, zilyetlikten kişi adına tesbit edilen ve itirazsız kesinleşen dava dışı 281 nolu parselle birlikte dört tarafı orman parseliyle çevrili orman içi açıklık niteliğinde olduğu, ilgili kanun maddeleri gereği hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamayacağı, bu tür yerlerin özel mülk olamayacağı, bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesinin bu olguyu değiştirmeyeceği gözetilerek davacı ... Yönetiminin davasının kabulü ile 280 nolu parselin tamamının orman sahası içerisine alınmasına karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğu, ayrıca 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesiyle 3402
sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalı ... aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığına] değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası yukarıdaki esasa kaydı yapılan dosyada mahkemece davanın kabulüne,dava konusu 280 parsel sayılı taşınmazın tamamının orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindendir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ..."ndan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 08/10/2013 günü oy birliği ile karar verildi.