16. Hukuk Dairesi 2014/8047 E. , 2014/8606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan 58 ve 56 parsel sayılı sırasıyla 6.620,42 ve 4.092,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır, ..."nun kullanımındadır şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, sonrasında 56 parsel sayılı taşınmaz satış yolu ile dava dışı ...adına tescil edilmiştir. Davacılar ... ve ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve de mülkiyeti Hazineye ait olan taşınmazın satış yoluyla dava dışı ...isimli kişi adına tescil edilmesine göre davacı ..."nün 56 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu parsel yönünden oluşturulan hükmün ONANMASINA,
2- Davacı ..."nün çekişmeli 58 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece; taşınmazın tarafların babalarından kaldığı ve ölüm tarihine göre tereke elbirliği mülkiyetine tabi olup taraflar dışında başka mirasçıların da bulunduğu, bu halde davacı tarafa verilen süre içinde taraf teşkili sağlanamadığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Davacılar kullanım kadastrosu sırasında tutanağın beyanlar hanesine davalı ... lehine verilen kullanıcı şerhinin taşınmazın babalarından kalıp kendi hisseleri bulunduğunu öne sürerek şerhin iptali istemi ile dava açmışlar ve davanın hisseleri nispetinde olduğunu dilekçelerinde açıklamışlardır. Miras bırakanın ölüm tarihine göre TMK"nın 701. maddesi hükmü gereğince terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş
payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK"nın 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği aranmakta yani tüm mirasçıların katılımıyla tasarrufi işlemler yapılabilmektedir. Dava da tasarrufi bir işlemdir. Mirasçılardan biri veya bir kısmı tek başına adına tescil isteyemeyeceğinden ve tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için, dışarıda kalan mirasçıların da davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün olmadığından ve bir mirasçının taşınmaz üzerinde sürdürdüğü zilyetliğin elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre miras bırakanın diğer mirasçıları adına da sürdürülmüş sayılacağından bu durumda davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı kabul edilmektedir.Somut olayda ise; davacılar ve davalı gerçek kişi mirasçı olup, davalı tereke karşısında 3. kişi durumunda değildir. Bir mirasçının başka bir mirasçıya karşı payı ile sınırlı olarak dava açmasına engel yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bir başka deyişle davanın gerçek tarafları miras bırakan ..."in mirasçıları olup terekeye karşı üçüncü kişi konumunda bulunmadıklarından taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece yargılamaya devamla, tarafların iddia ve delilleri toplanarak miras payı ile sınırlı olarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı ..."nün temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 58 parsel sayılı taşınmaz yönünden oluşturulan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.