14. Hukuk Dairesi 2013/3437 E. , 2013/5658 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yaylanın aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04.12.2012 gün ve 2012/11984-14146 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzel kişiliği; dava konusu 111 ada, 369 ve 370 parsel sayılı yaylaların, özel sicilinde “tahsis edildiği köy ya da belediye” sütununda sadece davalı köy adına tahsis edildiği belirtildiğinden, özel sicildeki bu kaydın iptali ile dava konusu yaylaların “davacı ve davalı köylerin müşterek yaylaları” şeklinde tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili ve davalı köy tüzel kişiliği vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay onama ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK’nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme talebinin reddi gerekmiştir.
2-Dairemizin 04.12.2012 tarihli 2012/11984 Esas, 2012/14146 Karar sayılı ilamı ile “...dosyadaki bilgi ve belgelerden, 25.12.2007 tarihli kadastro komisyon tutanağındaki karar uyarınca dava konusu ... köyü, 111 ada 369 ve 370 sayılı parsellerin ... ve ... köylerinin müşterek yaylaları olarak sınırlandırılmasına karar verildiği, bu karara istinaden mera kütüğünün “düşünceler” bölümüne 31.01.2008 tarihinde dava konusu yaylaların taraf köylere “müştereken tahsisinin yapıldığının” yazıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Ayrıca, yaylaların kuru mülkiyetinin Hazineye, kullanma hakkının köy ve belediyelere ait olduğu, mahkemece dava konusu 111 ada 369 ve 370 parsellerde taraf köylerin müşterek yararlanma hakkı bulunduğu da gözetilerek, her iki taşınmaz
yönünden kullanma hakkı bedeli tespit edilerek, bunun sonucuna göre vekalet ücreti takdiri gerekirken, tespit edilebilecek bu değeri aşar şekilde ve taşınmazların tam mülkiyet değeri üzerinden hesaplanan 10.037,73 TL vekalet ücretine hükmolunması da doğru olmamıştır.Bunların dışında, davacı köyün talebi dava konusu yaylaların aidiyetine ilişkin olup, taşınmazların yayla niteliği hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Hazineye yönelik davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir.” gerekçeleri ile karar bozulmuştur.
Davacı vekili, dava tarihi itibari ile dava açmakta hukuki yararları bulunduğunu belirterek karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dava konusu 111 ada 369 ve 370 parsel numaralı yaylaların, özel sicilindeki “tahsis edildiği köy ya da belediye” sütununda sadece davalı köy adına yayla olarak tahsis edilmiş olup, davacı köye yapılan tahsisin belirtilen sicile tescilinin 21.08.2009 ve 23.02.2010 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibari ile dava konusu taşınmazlara ait özel sicilinde davacı köyün yararlanma hakkı tescil edilmemiş olduğundan davacı köy tüzel kişiliğinin dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Bu sebeple davanın konusuz kaldığının anlaşılmasına göre karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bunun yanı sıra, davacı köyün talebi dava konusu yaylaların aidiyetine ilişkin olup, taşınmazların yayla niteliği hususunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Bu nedenle, Hazineye yönelik davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekir. Ayrıca, bozma nedenine göre dava açmakta hukuki yararı bulunan davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacı köy tüzel kişiliği vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kısmen kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı köy tüzel kişiliği vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca kabulü ile, Dairemizin 04.12.2012 tarihli 2012/11984 Esas 2012/14146 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.