8. Hukuk Dairesi 2011/6994 E. , 2011/6396 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.10.2010 gün ve 845/688 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ve ... ile davalılar ... ve müşterekleri taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, satın alma yoluyla zilyetlikten davalılar murisi ... adına tapuda kayıtlı bulunan 144 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tahminen 400-500 m2 yüzölçümündeki kısmının tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ...,...,...,... ve ...; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalılar ...,...,...,...,... ve ...; imzalı beyanlarıyla davayı kabul etmişlerdir.
Davalı ..., davaya bir cevap vermemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne ve 144 ada 9 parselin tapu kaydının iptaliyle Fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 26.09.2010 tarihli krokide A harfiyle gösterilen 234,03 m2 ve B harfiyle gösterilen 248,77 m2 taşınmaz bölümlerinin bu parselden ifraz edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan ve krokide C harfiyle gösterilen 5069,05 m2 taşinmazın tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davalılar ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından dava konusu 144 ada 9 parsele ait kadastro tutanağının; 13.06.2002 gün ve 2 nolu tapu kaydının taşınmazı tamamen kapsadığı ve kayıt maliki ..."ün zilyetliğinde bulunduğu görüşünden hareketle 25.04.2007 tarihinde, 5551,83 m2 yüzölçümünde ve "Tek Katlı Betonarme Ev, Kerpiç Ev ve Tarla" niteliğinde ... adına tespit edilmiş ve itiraz edilmeden kadastro tespitinin 24.07.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine davalılar murisi ... adına tapu kaydının oluştuğu anlaşılmaktadır.
Dosya arasında bulunan mirasçılık belgesine göre, tapu maliki ...03.05.2008 tarihinde ölmüş mirasçı olarak davalıları bırakmıştır.
Dava konusu parsele kadastro çalışmaları sırasında uygulanan 13.06.2002 gün ve 2 sıra nolu tapu kaydının ilk tesis tarihli geldi kaydı 15.08.1985 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydı olup; hükmen tescil yoluyla 1/2"şer hisse ile ... ve ...adlarına kayıtlıdır.
Davacı vekili, 07.12.1999 satış senedine dayanmaktadır. Satış tarihi itibarı ile taşınmaz tapuda kayıtlıdır. Tapuda kayıtlı bulunan bir taşınmazın haricen satışı kanunun açıkça izin verdiği istisnai haller dışında (TMK.nun 713/2, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b) kural olarak TMK.nun 706, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, Noterlik Kanununun 60/3 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuki sonuç doğurmaz. Böyle bir satış haricen satın ve devralan kişiye herhangi bir hak bahşetmez.
Öte yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinin uygulanabilmesi için, kadastro tespitinin yapıldığı tarihten geriye doğru en az on yıl önce dava konusu tapulu taşınmazın haricen satın alınmış bulunması ve harici satışın yapıldığı tarih ile tespitin yapıldığı tarih arasında geçmesi gereken on yıllık süre içinde harici satışın da bozulmamış olması gerekir.
Mahkemece yapılması gereken iş: dava konusu 144 ada 9 parsele kadastro çalışmaları sırasında uygulanan 13.06.2002 gün ve 2 sıra sayılı tapu kaydının ilk tesis tarihli geldi kaydı olan 15.08.1985 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydının oluşumuna esas hükmen tescil dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına konulması, yerel ve teknik bilirkişiler aracılığıyla dayanak tapu kayıtlarının mahallinde uygulanması, dava konusu taşınmazın dayanak tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, davacı vekili ayrıca alıcısı ... ve satıcısı ... olan 10 Eylül 1980 tarihli satış senedine de dayandığına göre, satış senetlerinin de usulüne uygun olarak mahallinde uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıklardan satış tarihinin kesin olarak sorulup belirlenmesi, satış tarihinde dava konusu taşınmaz davalılar murisi adına tapuda kayıtlı ise, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi çerçevesinde çözüme kavuşturulması ve bu maddedeki koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekir. Mahkemece, anılan kanun maddesi çerçevesinde taraf delilleri tartışılıp değerlendirilerek istek hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu konu göz ardı edilerek dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de; kazanma koşulları oluştuğu takdirde iptal ve tescile karar verilebilmesi için dava konusu taşınmaz bölümünün ana parselden ayrılmasının mümkün olması gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, ayırmayı gerektiren taksimlerde ayırma tarihindeki imar mevzuatı dikkate alınır. İmara ilişkin anılan kanunun hükümleri emredici nitelikte olup göz önünde tutulması gerekir. Bu durumda, 3194 sayılı İmar Kanununun 15.maddesi ve Plansız Alanlar Hakkındaki Yönetmeliğin 62. maddesi uyarınca dava konusu taşınmaz bölümlerinin ifrazının mümkün olup olmadığı köylerde İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünden, belediye sınırları içerisinde ise ilgili Belediye Başkanlığından sorularak belirlenmesi, ifrazının mümkün olmaması halinde ise 3402 sayılı Kanunun 15/2. maddesi hükmünün göz önünde tutulması, ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davalılar ..., ..., ..., ... ve ..."nın yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve istekleri halinde 17,15 TL peşin harcın temyiz eden davalılar ... ve ..."ya ve 71,60 TL peşin harcın da davalılar ... ve müştereklerine iadesine 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.