20. Hukuk Dairesi 2014/6982 E. , 2014/7823 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalılardan vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 102 ada 1 sayılı orman parseline dahil olması gereken ve ekli krokide 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 sıra numaralı olarak gösterilen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığı iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece ilk olarak, 102 ada 1 sayılı parselin orman niteliğiyle tespit edildiği ve davacı ... Yönetiminin orman olarak tespit edilen 102 ada 1 sayılı parsele dava açmakta hukukî yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve parsel sayılı taşınmazın tespit gibi orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.09.2011 tarih ve 2011/6494-10241 Esas ve Karar sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece, davacı ... Yönetiminin yoruma muhtaç bulunmayan dilekçesi ile orman olarak tespit edilen 102 ada 1 sayılı parsele dava açtığı ve anılan parselin orman olarak tesbit gördüğü belirtilerek, açılan davada hukukî yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davacı ... Yönetiminin 15/04/2009 tarihli dava dilekçesinin ekinde inceleme raporu ve kroki bulunmakta ve bu krokiden davanın 102 ada 1 sayılı orman parseli dışında bırakılan, dilekçeye ekli krokide 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 sıra numaralı ve kırmızı renkle taralı olarak gösterilen yerlere karşı açıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim 16/06/2009 tarihli celsede, dava edilen yerlerin Kadastro Kanununun 11. maddesi gereğince kadastro tespit tutanaklarının ilânı için yazı yazılmasına karar verilmiş ve dava konusu edilen taşınmazların askı ilânları mahkeme tarafından yapılmıştır. Hal böyle iken, mahkeme hâkimince dava dilekçesinde ada ve parsel sayısı itibariyle maddi hatadan kaynaklanan hatalı ifadeye değer verilerek, asıl dava edilen taşınmazlar hakkında taraf teşkili sağlanmadan ve işin esasına girilmeden davanın 102 ada 1 sayılı orman parseline açıldığına dair kabulü doğru değildir ” denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılamada; öncelikle, Orman Yönetimi tarafından sunulan dava dilekçesine ekli krokide 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 sıra numaralı yerlerin hangi ve ada ve parsel numaralarını aldığı tespit edilmiş, davalı olduklarından malik hanesi boş olarak düzenlenen taşınmazlara ait tutanakların edinme sebebi bölümünde zilyet olarak adı geçen şahıslar davaya dahil edilmiş ve mahkemece usûl ekonomisi gereği dava konusu 118 ada 4 parsel sayılı taşınmaz asıl dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2014/35 Esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, dava konusu 118 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, teknik bilirkişinin 02/05/2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile işaretli 7.199,38 m2"lik kısmın ifrazı ile “orman” vasfıyla Hazine adına tesciline, aynı krokide bakiye kalan ve (B) harfi ile işaretli 25.418,53 m2"lik kısmın ise ahşap ev, fındık bahçesi ve tarla vasfıyla Ahmet oğlu ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekili tarafından (B) harfli bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişinin raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen ... yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.