12. Hukuk Dairesi 2016/2319 E. , 2016/7647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 26.11.2015 tarih, 2015/17523-29447 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun, meskeni üzerine konulan haczi 14.04.2014 tarihinde öğrendiğini beyan ederek aynı gün meskeniyet şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin kabulüne dair verilen kararın Dairemizce, borçlunun, 22/01/2014 tarihinde ....İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2014/104 Esas sayılı dosyasında borca itiraz etmesi nedeni ile haczi en geç bu tarihte öğrenmiş sayılacağından bahisle şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerektiği yönünde bozulduğu anlaşılmaktadır.
İİK"nun 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK"nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar.
Somut olayda, 14.01.2014 günü alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca taşınmaz üzerine 15.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, tapu idaresi tarafından 20.01.2014 günü haczin işlendiği, borçluya hacze ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı görülmektedir. Borçlunun, ödeme emri tebliği üzerine, icra mahkemesinde 22.01.2014 tarihinde borca itiraz etmiş olması, takipten ve takip dayanağı belgelerden haberdar olduğunu gösterse de, taşınmazına konulan hacizden de haberdar olduğu sonucunu doğurmaz. Borçlunun, icra dosyasında herhangi bir işlem yapmadığı ve daha önce haczi öğrendiği de ispatlanamadığına göre, beyan ettiği tarihe göre yapmış olduğu meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
İİK"nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; İstanbul ilinde bulunan meskeniyet şikayetine konu taşınmazın değerinin 210.000 TL olarak takdir edildiği; borçlunun ailesi ile birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip evi 160.000 TL bedelle temin etmesinin mümkün olduğu belirtilmiş, bu tespitin neye göre olduğu açıklanmamıştır.
Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun, meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun İstanbul ilinin daha mütevazi semtlerinde edinebileceği haline münasip meskenin değerinin belirlenmemesi doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği değerin belirlenerek, bu tespitten sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın bu gerekçeyle bozulması gerekirken, Dairemizce, şikayetin süresinde olmadığından bahisle bozulduğu anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 26/11/2015 tarih ve 2015/17523-29447 sayılı bozma ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.