20. Hukuk Dairesi 2014/6287 E. , 2014/7861 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, sulh hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile; dilekçesinde sınırlarını bildirdiği Mevkiilerinde bulunan taşınmazların idarece yapılan tahkikatta Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden iken sürülerek tarla haline getirildiğinden, ... adına tescillerine, davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Sulh hukuk mahkemesince davanın kabulü ile fen bilirkişi krokisinde (A1) ile bütün olarak gösterilen m2 yüzölçümündeki taşınmazın su kanalının geçmesi nedeniyle ikiye bölündüğünden (A2) ile gösterilen 2479 m2 bölümünün orman ve ham toprak niteliği ile aynı krokide, (B) harfli 1564 m2 bölümünün, (F) harfli 1715.50 m2 yüzölçümündeki taşınmazların orman niteliği ile ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından (A2) ile gösterilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.10.2010 gün ve 2010/11134-12986 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Çekişmeli taşınmazların bulunduğu Merkez genel arazi kadastro çalışmalarına 17.06.2010 tarihinde başlandığı, dava konusu olan ve mahkemece tescile karar verilen taşınmazlar hakkında 267 ada 31, 270 ada 2 ve 293 ada 7 parsel numaraları verilmek suretiyle kadastro tutanakları düzenlendiği ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5. maddesi gereğince tutanaklar sulh hukuk mahkemesinin 2008/1615 sayılı dosyasında davalı olduklarından malik haneleri açık bırakılmak suretiyle kadastro mahkemesine gönderildiği anlaşılmakla, eldeki dava kadastro tespitine itiraz davasına dönüşeceğinden ve genel mahkemelerin görevi sona ereceğinden görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının kadastro mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Yargıtay bozma kararı sonrası sulh hukuk mahkemesince dava dosyası görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine gönderilmiş ve kadastro mahkemesince davacının müdahalenin men"i yönünden açmış olduğu davada davalıların dava tarihi ve keşif tarihi itibariyle taşınmazlara müdahalesinin bulunmadığı anlaşıldığından, bu talep yönünden dava konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, davacının 267 ada 31, 270 ada 2 ve 293 ada 7 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açmış olduğu davanın reddi ile; taşınmazların orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davacının sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve bilirkişi raporlarında (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımlar için açmış olduğu davada; bu kısımların orman kadastro komisyonunca yapılan ve 19/05/1999 tarihinde kesinleşen 101 ada 12 parsel içerisinde kalması nedeniyle (C), (D) ve (E) harfleri ile belirtilen kısımlar yönünden mahkemenin görevsizliğine, bu kısımlar yönünden karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Nöbetçi Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından esasa yönelik olarak, davalı ... Yönetimi vekili tarafından lehlerine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiği belirtilerek temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz ile müdahalenin men"i istemine ilişkindir.
parsel sayılı 3165,50 m2, 270 ada 2 parsel sayılı 1754,01 m2 ve 293 ada 7 parsel sayılı 1835,07 m2 yüzölçümlü taşınmazlar sulh hukuk mahkemesinde davalı olduğundan niteliği ve malik haneleri boş bırakılmak sureti ile sınırlandırılmıştır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 19/11/1998 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
1- Davacı Hazinenin temyiz itirazları bakımından;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve özellikle keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, çekişmeli ve 293 ada 7 parsel sayılı taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu saptanarak bu taşınmazların orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline; davacı tarafından dava edilen ve bilirkişi raporlarında (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen kısımların kesinleşen orman parseli olan 101 ada 12 sayılı parsel içerisinde kalması nedeniyle bu kısımlar yönünden mahkemenin görevsizliğine dair kurulan hükümler usûl ve kanuna uygun olup yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince;
31, 270 ada 2 ve 293 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davacı ... tarafından açılan davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; davalı ... Yönetimi kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde, Orman Yönetimi yararına vekâlet ücreti takdiri gerekirken mahkemece vekâlet ücreti takdir edilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün 3. bendinden sonra gelmek üzere "Davalı ... Yönetimi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/3. maddesine göre takdir edilen 200.- TL. vekâlet ücretinin davacı Hazineden alınarak davalı ... Yönetimine ödenmesine" ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.MK."nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin vekâlet ücreti yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/09/2014 günü oy birliği ile karar verildi.