Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3465
Karar No: 2020/1958
Karar Tarihi: 04.03.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/3465 Esas 2020/1958 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/3465 E.  ,  2020/1958 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tespit davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılardan ..., ..., ..., ..."nin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalılardan ...’ın oğlu, diğer davalıların da kardeşi olduğunu, davalılar ile 17.03.2012 tarihli bir sözleşme imzalandığını, buna göre; kendisi adına kayıtlı bağımsız bölümün davalılardan ... adına, vekil ... tarafından, üzerindeki tüm kredi borçları ile devredileceğinin, kredi borcunun 79.000 TL’sinin kendisi ve vekili ... tarafından, geri kalanının ise diğer davalılar... tarafından ödeneceğinin, ... İcra Müdürlüğünün 2012/3872 sayılı dosyasında kendisine verilecek paranın, dava dışı Avukat ...’de kalacağının, avukatın da bu parayı ...’ye vereceğinin kararlaştırıldığını, daha evvel ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/374 E. sayılı dosyası ile Avukat ... aleyhine iş bu sözleşmenin geçersizliğinin tespiti amacıyla dava açtığını, mahkemece ara kararla; sözleşmenin asıl taraflarına karşı dava açması için süre verildiğini, bu kez; davalı ...’ün sözleşmeyi imzalamadığını, ...’un da ... vekili olarak sözleşmeyi imzaladığını, ancak...’ı borç altına sokma yetkisi olmadığını,
    sözleşmede kredi borcunun tamamının ne kadar olduğunun belirtilmediğini,...’ın ne kadar ödeme yapacaklarının açıkça belirtilmediğini,...’nin okur yazar olmadığını, ayrıca sözleşmenin gayrımenkul devrine ilişkin olup, resmi şekilde yapılmadığını ileri sürerek, sözleşmenin geçersizliğinin tespitini talep etmiştir.
    Davalılardan ... duruşmada; dava konusu sözleşmenin usulune uygun yapılmadığını belirterek davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
    Davalılardan ...; davalı ... yerine dava konusu sözleşmeyi oğlu ...’ün imzaladığını, bu kişinin de davalı olması gerektiğini, sözleşme gereğince; sözleşmeye konu dairenin gerçek malikinin ... olduğunu, ...’nin bu sözleşmeye dayanarak daireyi kiraya verdiğini, kiraları da emlakçı olan .... aracılığı ile tahsil ettiğini, davacının buna ses çıkarmadığını, Antalya 8.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/374 E sayılı davasındaki ara karar nedeni ile zorunlu olarak bu davayı açtığını, davacının 2007-2008 yıllarında dava dışı bankadan kredi çektiğini, bu krediye karşılık dava konusu daireyi bankaya ipotek verdiğini, daha sonra da satılığa çıkardığını, davalı ...’in bir müşterisinin karşı karşıya iki daire almak istediğini beyan etmesi üzerine 1. katta ...’ye ait dairenin o müşteriye satılması, davacıya ait dairenin de ...’ye devredilmesi konusunda anlaşıldığını, ...’ye ait dairenin satıldığını, satış bedelinin davacının aldığını, ancak kendi dairesini ...’ye vermediğini, davaya konu sözleşmeye istinaden davacının oğlu ...’in Avukat ....’ye ödeme de yaptığını, böylece; ödeme yapmakla ve kira bedellerinin tahsiline ses çıkarmamakla sözleşmenin geçerli olduğunu kabullenmiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Yerel mahkemece, davada; sözleşmenin taraflarından olan ... ya da ...’un kendilerini borç altına sokan sözleşme maddelerini ileri sürerek sözleşmenin geçersiz olduğunu bu sebeple iptalini talep etmediklerini, bu açıdan davacı tarafın söz konusu iddia ile sözleşmenin geçersizliğinin tespitini talep etmesinin mümkün olmadığını, ancak sözleşmenin konusunun bir taşınmaza ilişkin olup söz konusu taşınmazın ... tarafından ..."e devrine ilişkin yapıldığının belirtildiği ve bu devre karşılık sözleşmenin diğer taraflarının ..."un satış bedeli olarak bankaya olan kredi borçlarından bir kısmının kapatılmasını üstlendikleri, bu durumda söz konusu sözleşmenin bir taşınmazın satışının vaadi olduğu ve bu tür sözleşmelerin noter önünde ya da tapuda resmi memur önünde yapılması gerektiği , sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılmış olması nedeniyle bu hali ile geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne; dava konusu 17/03/2013 tarihli sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmiş, hükme karşı davalılardan ..., ..., ... ve ... tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; yerel mahkemece yukarıdaki gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalılar ..., ..., ... ve ...’in istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm; davalılardan ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere; tapulu taşınmazların devrine ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı taktirde TMK"nın 706, TBK"nın 237, Tapu Kanununun 26. ve Noterlik Kanununun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersizdir. O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bir başka deyişle; tarafların adi yazılı sözleşme ile tapulu bir taşınmazın devri konusunda anlaşmış olmaları, taşınmazın mülkiyetinin, sözleşmenin karşı tarafına geçmesini sağlamaz.Bu durumda taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilirler.
    Öte yandan, tarafların uyguladıkları şekil şartı, yapılmak istenilen sözleşme için kanunda öngörülen resmi şekil koşulunu içermemekle birlikte aynı sonuca yönelik başka bir işlem için öngörülen adi veya nitelikli yazılı şekil koşulunu içeriyorsa, bu işlemin geçerli olması gerekir. Hakim, tarafların muhtemel iradelerinin istenilen işlemin şekil noksanı nedeniyle sonuç doğurmaması halinde, diğer işlemi yapmak istikametinde olduğuna kanaat getirirse, dönüşmeye (tahvile) karar vermelidir.
    Olayımızda, yapılan hukuki işlemin takas olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği de tartışılmak suretiyle sonuca gidilmelidir.
    Somut olayda; taraflar arasında düzenlenen 17/03/2013 tarihli adi yazılı sözleşmenin şekli bakımından taşınmazın devrini sağlayan geçerli bir sözleşme olmadığı; ancak, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, tarafların karşılıklı olarak verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebilecekler, ayrıca, yukarıda belirtilen ilişkiler çerçevesinde başka bir sözleşmeye dönüşüp dönüşmediği de değerlendirilerek sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04.03.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi