1. Hukuk Dairesi 2020/1008 E. , 2020/2426 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL-ALACAK
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı ... vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 45555 ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölümün vadeli olarak satışı hususunda davalı...ile Ostim de ...isimli şirketin sahibi olduklarını belirten davalı ..., dava dışı ...,... ve ... ile anlaştıklarını, 15.000,00 TL’nin peşin ödendiğini, kalan 40.000,00 TL için borçlusu İmamoğlu şirketi olan 05.08.2014 tarihli senet ile yine ...şirketi tarafından ciro edilen 45.000,00 TL’lik çek verildiğini, kısa bir süre sonra yaptığı araştırma neticesinde çek ve senedin karşılığı olmadığını, sahte kaşe kullanılarak senetlerin tanzim edildiğini, kendisini İmamoğlu isimli şirketin sahibi ve ortakları olarak tanıtan kişilerin şirket ile alakalarının olmadığını öğrendiğini, dolandırıcılıktan da suç duyurusunda bulunduğunu, taşınmazın davalı ... tarafından kısa bir süre sonra davalı ...’e, ...tarafından da davalı ...’a devredildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bakiye 85.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davalı ...’ın kendisini de kandırdığını, davalı ... satış işlemlerinin gerçek olduğunu, davalı ... ise diğer davalıları tanımadığını ve iyiniyetli olduğunu, taşınmazı satın alabilmek için konut kredisi kullandığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, son kayıt maliki davalı ...’un iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, hile iddiasının sabit olduğu gerekçesiyle alacak isteğinin diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 45555 ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki mesken nitelikli 10 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı iken 05.08.2014 tarihinde davalı ...’ya, Musa tarafından 28.08.2014 tarihinde davalı ...’e, Cafer tarafından da 08.09.2014 tarihinde diğer davalı ...’a satış suretiyle devredildiği, eldeki davanın davacısı olan Ahmet’in şikayeti sonucu davalılar Musa ve...hakkında resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık suçlarından açılan ve Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/230 Esas sırasında kayıtlı davanın henüz kesinleşmediği görülmektedir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 165. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. Bu itibarla ceza dava dosyasının sonucu görülmekte olan davanın esası yönünden önem arz ettiğinden, ceza davasının eldeki dava bakımından bekletici sorun olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır.
Her ne kadar Türk Borçlar Kanunu"nun 74. maddesi hükmü uyarınca kural olarak ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de orada belirlenen veya belirlenecek olguların eldeki dava bakımından bağlayıcı olacağı bu durumda, davalıların sanık olarak yargılandığı ve eldeki davada konu edilen hususların yer aldığı Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/230 Esas sırasında kayıtlı ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/230 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi, bu ceza davasında verilecek karar ile dosya içeriğinin, toplanan ve toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı ... ile davalı ...’in değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.