Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1380
Karar No: 2019/239
Karar Tarihi: 10.01.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/1380 Esas 2019/239 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2017/1380 E.  ,  2019/239 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada...7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/11/2014 tarih ve 2014/999-2014/526 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08.01.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin imzaladığı 05.12.2011 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli ve 28.09.2012 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında farklı zaman dilimlerinde kullandığı ticari kredileri 31.12.2012 tarihinde erken ödemesi üzerine davalı bankanın toplam 99.995,22 TL erken kapama ücreti kestiğini, yapılan kesintinin haksız olduğunu, sözleşmenin 11. maddesinde erken ödeme haline atıfta bulunulmuş ise de hesaplama yöntemi belirtilmediğini, yapılan kesintinin hangi kalemlerin karşılığı olduğu konusunda müvekkiline bilgi verilmediğini ileri sürerek, 99.995,22 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, tahsil edilen meblağın 2011 tarihli sözleşmenin 15.6 maddesine, 2012 tarihli sözleşmenin 11. maddesine ve TBK’nun 96 maddesine (BK’nun 80.) uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmede davalı tarafından kredinin vadesinden önce kapatılması halinde erken ödeme ücreti alınacağının yazılı olduğu, davacının bu konuda bir itirazda bulunmayarak sözleşmeyi imzaladığı, davacının tacir olup basiretli bir tacir gibi hareket ederek ticari işletmesiyle ilgili sözleşme yaparken ve bu sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirirken tedbirli, öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesi gerektiği, dava konusu kredi sözleşmesinin 15.6. maddesinde yer alan kredinin erken kapanması halinde davalı bankanın talep edebileceği ücret ve faizlerden oluşan erken kapama ücretinin mahiyetini basiretli bir tacir olarak öngörmesi gerektiği, bilirkişi raporuna göre davacının vadesinden önce kapatmış olduğu ticari krediler nedeniyle (kredi hiç kapatılmasa idi vade sonunda elde edilecek faiz geliri toplamı 311.250,69 TL - davalı bankanın kredinin erken kapatıldığı tarihe kadar tahsil edilen toplam faiz getirisi 97.098,21 TL - kredinin erken kapatıldığı tarihte kredinin normal vade sonuna kadar olan süreye o günkü ekonomik koşullar kapsamında belirlenecek faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilen faiz gelir toplamı 98.891,90 TL = erken kapama ücreti) 115.260,58 TL kapama ücreti alacağı doğduğu, davalı banka
    tarafından 95.232,38 TL kapama ücreti tahsil edildiği, davalı bankanın müşterilerinden topladığı mevduatı kredi adı altında tacire kullandırdığı, aradaki riske, maliyete ve vergisel yükümlülüklere katlandığı, bu nedenle davalı bankanın komisyon talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kullanılan kredilerin erken kapatılması nedeniyle haksız tahsil edilen erken kapama ücretinin tazmini istemine ilişkindir.
    Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacı ile davalı banka arasında imzalanan 05.12.2011 tarihli 2.000.000,00 TL bedelli ve 28.09.2012 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında davacı şirket farklı zaman dilimlerinde kullandığı ticari kredileri 31.12.2012 tarihinde erken ödemek istediğinde davalı bankanın haksız yere erken kapama ücreti kestiği iddia edilmiştir. Dava konusu 05.12.2011 tarihli genel kredi sözleşmesinin 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun, 28.09.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönemde imzalandığı anlaşılmaktadır. Bu göre dava konusu genel kredi sözleşmeleri bakımından tabi oldukları BK hükümleri kapsamında ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekecektir.
    Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de 05.12.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi bakımından Dairemiz yerleşik uygulamalarında da (Yargıtay 11. H.D. 18.06.2018 tarih, 2018/2522E. 2018/4463K.) kabul edildiği üzere 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de ... Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet ... Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar.” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle anılan yasal düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, şayet gerekli ilan ve yayımlar yapılmamış ise emsal banka uygulamalarının araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 05.12.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan krediler bakımından yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    28.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TKB"nın 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun"un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.
    TBK"nın 20-25. maddelerinde genel işlem koşulu denetimine ilişkin ilkelere yer verilmiş olup mahkemece, 28.09.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nın yürürlükte olduğu dönemde imzalandığı ve 6098 sayılı TBK"nın 20 vd. maddelerindeki genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına bir engel olmadığı nazara alınarak, sözleşmenin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda genel işlem koşulu denetimine tabi tutulması ve sözleşme hükmünün bu nitelikte olduğunun tespiti halinde, bu hükmün yazılmamış sayılması ve ortaya çıkan
    boşluğun da doldurularak, varsa davacıdan tahsil edilen fazla tutarların iadesine karar verilmesi gerekir. Taraflar arasında 28.09.2012 tarihinde imzalanan kredi sözleşmesinin 11. maddesinde bankanın erken ödeme ücreti alabileceği belirtilmiş, ancak bu ücretin oranına ya da hesaplama tarzlarına sözleşmede yer verilmemiştir. Alınan masraf ve komisyonlar konusunda 6098 sayılı TBK döneminde alınan krediler yönünden 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden ... Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle, ... Bankasına yapılan bildirim oranları varsa bu miktarlar aşılmamak suretiyle, 6098 sayılı TBK"nın 96. maddesi gözetildiğinde, davalı bankanın erken ödeme halinde uygun bir komisyon alabileceği kabul edilerek mahkemece, genel kredi sözleşmesi, banka kayıtları ve konuya ilişkin sözleşme hükümleri ile diğer bankaların da benzer işlemlerdeki emsal uygulamaları getirtilip, bankacılık uygulamasında davalının tahsil ettiği tutarın uygun olup olmadığı konusunda gerektiğinde bilirkişi raporu alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi