3. Hukuk Dairesi 2013/10419 E. , 2013/13785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde, davalı ile 28.01.2008 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı ile boşandıklarını, davalıya evlilik birliği içerisinde, borç olarak verdiği 10.000 EURO ve 4.100 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı cevabında; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini, aksi takdirde davacıya borcunun bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile 5.000 EURO"nun dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, 23.01.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Kanunun 29.maddesiyle 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 83.maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu alacağını vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edilmiştir. Yine HGK.nun 2012/12-1072 E.-2013/496 K.sayılı ilamında da belirtildiği üzere "Alacaklının, Borçlar Kanunu"nun 83 ve TTK.nun 623.maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir.
Bu kurallar ışığında somut olayın incelenmesinde; alacaklının dava dilekçesinde alacağın bir kısmını yabancı para olarak gösterdiği, bu haliyle fiili ödeme günündeki kur üzerinden ödeme yapılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; alacaklı, yabancı para olan alacağı için, 5.000 EURO"nun fiili ödeme tarihindeki .... Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığını talep edebilir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde, "5.000 EURO"nun dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine" şeklinde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. (3 HD, 2013/6573 E-2013/10467 K, 3 HD 2013/5083 E-2013/7663 K.)
Bundan ayrı olarak; 6100 sayılı HMK. nun 26.maddesinin 1.fıkrasında; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü yer almaktadır.
Yasanın bu açık hükmünden de anlaşılacağı üzere hâkim, iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başkasına hükmedemez. Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde, alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmediği halde, mahkemece alacağın faizinin de tahsiline karar verilmiştir.
Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gözetilerek, faize ilişkin karar verilmemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.